16/12/2010
Yazara e-posta gönder
Aldatılan Adam : Saner Ayar Trabzonspor basketbol takımında sonunda beklenen oldu ve koç Alaattin Yakan üzerine hayli bol olan gömleği çıkarmak zorunda kaldı.
Ben söylemiştim bölümünü hemen geçiyoruz ve olayın camiaya olan etkisine takılıp kalmak için ağır mı ağır bir demir atıyoruz Karadeniz’in serin sularına.
Başkan Saner Ayar, Alaattin Yakan gerçeğini anlarken bakın neleri kaybetti,
Onun uğruna 30 yıllık hocalarını bir kenara itti,
Onun uğruna yine 30 yıllık arkadaşlarıyla bozuştu.
Ve yine onun uğruna, basketbolu Trabzon’da sevdirmek isterken aslında insanlardan uzaklaştırdığının farkına varamadı.
Şu anda Trabzonspor basketbol takımı, etrafı elektrikli tellerle döşenmiş bir ceza evi gibi.
Dışarıdan atanmış gardiyanları var, müdürleri var, hatta mahkûmları dahi dışarıdan, üstelik de ziyaretçi de kabul etmeyen cinsten.
İşte bu ortamı Saner Ayar’a yaptırdılar.
Saner Başkana önce bu kadronun çok iyi bir takım olduğu inandırıldı.
İkinci sınıf yabancılar abartıla abartıla Trabzon’a getirildi,
Yerli oyuncular ise bir kenara itildi.
Bazıları cezalandırıldı bile,
Başkan Ayar, tüm bunlara ne uğruna göz yumdu dersiniz?
Tabi ki çocuğu gibi büyüttüğü takımının iyi olması için.
Ama ne oldu?
Aldatıldı.
Alaattin Yakan dün çok güzel bir açıklama yaptı, “elimden gelen bu kadar” dedi.
İşte Başkan Ayar, bunu anlayamadı.
Yani, Yakan’ın elinden gelenin bu olduğunu anlayamadı.
Benim Saner Ayar gibi bir takıntım yok.
Benim tek isteğim bu takımın yaşaması
Benim tek isteğim bu şehirde basketbolun var olması
Ve yine benim tek isteğim basketbol camiasına karşı, bir Trabzonlu olarak kaybetmemek.
Kimseye “bakın bir takımı yaşatamadılar” dedirtmemek.
Yine Saner Başkana dönersek,
Onu izlemek için okuldan kaçtığım günleri bilirim.
Bir ona bir de Çilli’ye büyük hayranlık duyardım.
Bazen Şebnem Cafe’ye gelirlerdi, Sabonis’ten, Kukoç’tan bahsederdiler, Ahmet abi onlara o nefis hamburgerlerini hazırlarken.
Dahası da var, top ona gelince rahatlardım maçta, çünkü o hiç kaptırmazdı topu,
Dahası da var, o İdmanocaklı idi, kulüpte bizim üstümüzdü, sever saygı duyarız.
Yine dahası var babası Mustafa hoca, öğretmenimdir, evlerine gidip özel ders almışımdır, annesinin de çok emeği vardır üzerimde, ağabeyi Ömer abiyi her görüşümde hatırını sorarım.
Benim böyle bir kimliğe nasıl kötü bir niyetim olabilir ki.
Zaten bu şehirde birilerinin adamı olmadık diye başımıza gelmeyen kalmadı.
İhanete mi uğramadık, iftiraya mı uğramadık, satıldık, kumpaslara kurban gittik.
Yaralandık ama ölmedik.
O da şimdilik.
Geçen haftalarda yazdığım,’ basketbol takımı ve skandalları’ adlı yazıdan Sayın Başkan çok alınmış ve bu alınganlığını da bana yansıtmıştı.
İşte Sayın Başkan bugünkü yazımda size bir mektup niteliğindedir.
Aramızda geçen o dokuz dakikalık konuşmayı yapmanızı sağlayanlar, bugün kral çıplağı oynuyorlar.
Ama o gün Sayın Hakyemez’le de konuşmuştum.
Bana, “ben bu takımın bütçesinin yarısı kadar harcayalım dedim, ama başkana dinletemedim” dedi.
İşte o gün aldatıldığını yada aldatıldığımızı daha iyi anladım.
Bu gün Trabzon’da içi bom boş ve şehirden uzak bir takım varsa, bunun belki suçlusu değil ama sorumlusu sensin Sayın Başkan.
Saner Ayar olarak bana ne kadar kızsanız da sevmeseniz de, benim görüşüm böyle ve ben sizi seviyorum.
Hem de inanın ailenizin ve geçmişte bana İdmanocağı forması ile yaşattığınız güzel anıların hatırına daha gelemedik bile.
Niye seviyorum biliyor musunuz sizi?
Bu takıma verdiğiniz emekleriniz için, bu şehre yaptığınız katkı için,
Gurur da duyuyorum İdmanocaklı da olduğun için.
Ama, hataları da, yanlışları da, konuşmak, söylemek bizim işimiz ve de etkilenmeden söylemek karakterimiz.
Bu karakterimin oluşumunda da inanın hocalarımın da büyük emeği vardır.
Sayın Başkan son olarak, şunu söylemeliyim ki;
Şu anda yapacağınız çok önemli bir hamle var,
Bu takımı, şehre yaklaştırmalısınız,
Yeni hoca geldi, etrafı bizim yada sizin çocuklardan olmalı, inanın bundan daha kötüsünü yapmazlar.
Bu takımın “Hakkını yiyorlar” Başkan, yedirme artık.
Bak bu olanlarla ilgili tespitim, aldatıldığın üzerine,
Ama asıl hamleyi yapmazsan bu gemi batacak Başkan,
Gel bir düşün bu dediklerimi,
Bak çok inandıklarından bir tanesi itiraf ederek gitti, bu gömlek bana çok büyük diye.
Gel sen kazağı da çıkar,
Eğer çok inandığın bu kişi Trabzonspor’a İbrahim Kutluay’ı aldırmak istiyorsa,
Gel, geç bu dümenin başına,
Hep beraber tayfan olacağımıza yemin ediyorum,
Ama Karadeniz’de, yüzme bilmeyen bir adamın, gemisi var diye, bize boşuna kürek çektirmesine müsaade etme.
İnan buna, biz sandallarla yükümüzü taşır, hedeflere varırız, belki su alırız ama batmayız. Günebakış Gazetesi
KONUK YAZARA GELEN E-POSTA MESAJI
sayın basketbol hakkında çok şey bilen yazar arkadaşım biz trabzonspor sevenler olarak size bir kaç kelime söylemek istedik ilk önce aynı yerde yazısını yazan sayın oğuz beyin yazısını hatırlatarak başlamak istiyoruz;
Trabzonspor’un profesyonel anlamda basketbola yatırımı 2008 yılında Alpella’nın devralınması ile başladı. Takımın başında Alaeddin Yakan vardı. İlk sezonda birinci lige yükselme hedefi son maçta ıskalanmıştı. 2009 yılında ise biraz daha tecrübeli kadrosuyla Trabzonspor, Beko Basketbol Ligi’ne yükseldi. Hocayı eleştirebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz. Ama yaptıklarını da görmezden gelemezsiniz. Evet, tarih yazıldığında Trabzonspor’u Birinci Lig’e taşıyan hocanın karşısında Alaeddin Yakan adı olacak.
Beko Birinci Ligi yapısı gereği TB2L’ye benzemez, bugünü geçmişle kıyaslama yanlışına düşmemek lazım. Yönetim hataları da vardır, koçun hataları da… Yönetimlerin değişmesi, (özellikle de Trabzon kentinde basketbola talip olabilecek insanların sayısının bir elin parmaklarını geçmediğini düşünürsek) çok çok zor. Zaten basketbolda, yönetimin görevi “doğru organizasyonu-planlamayı” sağlamaktır. Sahadaki basketbola etkisi, uzaktır; endirekt faktördür. Geriye kalan tek seçenek koç değişikliğiydi.
ilk önce bir teşekkür etseydiniz sayın hocamıza geçen sene bu takımı 1.lige imkansızlara rağmen çıkardı oğuzlar ersanlar zazalar yetişrdi bu camiayaya siz ilk önce bunu bir başarsaydınız keşke.
saner bey ve hocamıza yüklenmişsin, saner bey ve hocamız bizim gibi inandı çünki her başkan ve antrenör gibi onlarda inanmak zorundaydı ama her şey öyle senin bildiğin gibi değil biraz da istersen parasal yönleri düşün oradaki insanlar geçimlerini bu meslekle sürdürüyorlar demek ki bu yönde sıkıntıları var çünki dikkat edersen sahada ruh gibi oynadılar her maçta her zaman sporda yaşanan bir olay bu örneklerini her alanda görebiliyoruz.suç sadece onlarda değil hepimizde bizde sadece maçlara değil maddi ve manevi yardımlarda bulunabilsek.
o yüzden yazılarınızı yazarken bunları göz önünde bulundurun.siz yazınızda yazmamışsınız ama biz sizin yerinize bunu söyleyebiliriz
teşekkürler aleaddin hocam bundan sonraki hayatınızda başarılar dileriz.
artık bundan sonraya bakacağız ve takımımız için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız.
şöyle demişsiniz;
Ama, hataları da, yanlışları da, konuşmak, söylemek bizim işimiz ve de etkilenmeden söylemek karakterimiz.
keşke karakterinize şunlarıda ekletebilseydiniz ; ruh,iyi niyet,gerçekleri görme ve nezaket
size bundan sonra ki yazılarınızda başarılar dileriz
trabzonsporaskiyle@hotmail.com / bir grup trabzonspor sevenler