Alper Akgün
a.alper.61@gmail.com
Balkanlardan Esen Basketbol Havası: Yugoslav Ekolü
18/11/2016 e-mail: alper_akgun_61@hotmail.com twitter: @Akgun_AlperBalkanlardan Esen Basketbol Havası: Yugoslav Ekolü Basketbol... Futbolun lobisi altında ezilen ama buna rağmen kendi çarklarıyla ayakta durmayı başarmış spor dalı. Aslında basketbola sadece bir spor gözüyle bakılmamalı. Hissedebileceğiniz tüm duyguları; heyecanı, sevinci, üzüntüyü, umudu veya umutsuzluğu kırk dakika içine sığdırabilen başka bir etkinlik var mı? Sadece bu özelliği ne bile sayfalarca yazı yazılabilir. 2001’de İbrahim Kutluaylı, Harun Erdenaylı, Mirsad Türkcanlı, Mehmet Okurlu efsanevi milli takım kadrosunun Avrupa ikinciliğinden sonra dikkatimi çekti bu enteresan spor. Finalde kaybettiğimiz takım Stojakovic, Scepanovic ve Tomasevic gibi yıldızlara sahip Yugoslavya’ydı. Daha sonra yeni kurulan ve Yugoslav Ekolü’nün uygulanması sonrasında başarılı olan Trabzonspor Basketbol ile birlikte sıkı bir basket takipçisi oldum ve benim basketbola ilgimi toplayan Yugoslav Ekolü’nü araştırmaya koyuldum. Yugoslavya, Dünya basketbolunu büyük ölçüde etkileyen birkaç ülkeden biridir. En basit örnek ise hızlı hücuma çıkan takımın hücumunu kesen faule Yugoslav faulü isminin verilmesidir. Neden bu adamlar bu kadar etkili olmuş derseniz ise gerek bölge halkının genetik olarak uzun boya yatkın olması, gerek disiplinleri ve spora yapılan üst düzey yatırımlar ülkeyi başarılı bir spor ekolü haline getirmiştir. Özellikle 70’lerden itibaren ülkede çok yetenekli oyuncuların yetişmesinin yanı sıra üst düzey antrenörlerin de ortaya çıkışı Yugoslavların Avrupa’da büyük bir yer edinmesini sağlamıştır. Ama ekol olabilmek bu kadar basit mi? Tabi ki hayır. Oynadıkları basketbol tarzı tüm dünyada etkili olan Amerikan basketbol ekolünden farklı ve basketbola farklı bir bakış açısı katmış bir stildir. NBA’deki tempolu ve sert basketbolun yerine temel yetenek oyun esasına göre oynanıyordu. Sahanın her alanında var olan, top alan ve top getiren oyunculardan kurulu takımlar ve bu oyuna göre yetiştirilen oyuncular tüm dünyada ses getiriyordu. Bu arada fiziksel kuvvete ihtiyaç olmasa da boy uzunluğu bu ekolde önemli bir etkendir ki sistemin ana parçaları top sürebilen ve şut atabilen uzunlardır. Savunma arkasına yapılan koşular ve hızlı pas trafiği de önemli noktalardandır. Çizilen oyun planları ise sanki bir mühendis elinden çıkmış gibi düzenli ve sistematik görünür. Yugoslavya bu ekol ile müthiş başarılar yakalamış ve 1990 Dünya Şampiyonasında finalde Amerika’yı yenerek şampiyonluğa ulaşarak zirve yapmıştır. O şampiyonaya Drazen Petrovic, Vlade Divac,Toni Kukoc gibi yıldızlarıyla giden Yugoslavya Amerika Birleşik Devletlerini finalde yenmiş fakat o şampiyonada da etkileri görülen ayrılma sürecinin acısını ağır şekilde yaşamış ve büyük efsane tarihe gömülmüştür. O turnuvada çıkan bayrak krizi sonrası birbirine küsen iki yıldız Divac ve Petrovic barışmamış ve Petrovic’in geçirdiği trafik kazasından sonra geride pişman olan bir Divac bırakmıştır. Ama Yugoslav basketbolu sadece bu iki isme de endeksli değildir. Dusan İvkovic gibi efsanevi bir koçun yanında Stojakovic, Danilovic, Kukoc, Perasovic, Vujcic, Cosic ve Korac gibi yıldız oyuncuları yetiştiren ve bu oyuncuların birkaç jenerasyonu domine etmesini sağlayan Yugoslavya’dır. Ülkeler çok acı ve kanlı savaş süreci sonrası ayrılsa da bu oyuncular mensubu olduğu ülke takımlarını taşımış ve bu takımlarla turnuvalarda başarılardan başarılara koşmuştur. Günümüzde de bu ekolün etkileri hala sürmektedir. Yugoslavya dağılsa da Yugoslav ekolünü yaşatan 7 ülke var ve bu ekole sadık kalarak ilerliyorlar. Bu ülkeler Avrupa basketbolunun zirvesinde oynayan oyuncu ve takımlar oluşturmuşlardır. Bunlara Partizan, Kızılyıldız, Cedevita Zagreb gibi takımları örnek verebiliriz. Oyuncu bazında ise özellikle 2000’li yılları kasıp kavuran hem NBA hem de Euroleague’de önemli süreler alan Predrag Drobnjak, Tomasevic, Mulaomerovic, Prkacin, Giricek, Nesterovic, Tabak, Djordevic ve Bodiroga gibi yıldızları yetiştirmişlerdir. Son 5-6 yılda ise Teodosic, Bjelica, Tomic, Bogdanovic kardeşler, Raduljica, Zoran Dragic, Alec Omic ve Mirotic öne çıkan bazı Yugoslav kökenli basketçilerdir. Faal olarak oynayan oyuncuların başarısını ise her gün televizyon ve sosyal medyadan takip etmek mümkündür. Ülkemizde koç olarak bulunan Perasovic, Obradovic, Filipovski, Aleksander Trifunovic ve Nenad Markovic’in yanı sıra Pero Antic, Alec Omic, Vladimir Micov, Nikola Kalinic, Bogdan Bogdanovic, Andrija Stipanovic, Gasper Vidmar, Vladimir Stimac gibi önemli Yugoslav oyuncular yer almaktadır. Yugoslav ekolünü özetlemek gerekirse hız, yetenek, güç, fizik ve fundamental tek başına Yugoslavlar için hiçbir şey ama hepsi bir arada olduğunda işte buna Yugoslav basketbolu diyebiliriz. Günümüzde de bu ekolün etkileri hala sürmektedir. Yugoslavya dağılsa da Yugoslav ekolünü yaşatan 7 ülke var ve bu ekole sadık kalarak ilerliyorlar. Bu ülkeler Avrupa basketbolunun zirvesinde oynayan oyuncu ve takımlar oluşturmuşlardır. Bunlara Partizan, Kızılyıldız, Cedevita Zagreb gibi takımları örnek verebiliriz. Oyuncu bazında ise özellikle 2000’li yılları kasıp kavuran hem NBA hem de Euroleague’de önemli süreler alan Predrag Drobnjak, Tomasevic, Mulaomerovic, Prkacin, Giricek, Nesterovic, Tabak, Djordevic ve Bodiroga gibi yıldızları yetiştirmişlerdir. Son 5-6 yılda ise Teodosic, Bjelica, Tomic, Bogdanovic kardeşler, Raduljica, Zoran Dragic, Alec Omic ve Mirotic öne çıkan bazı Yugoslav kökenli basketçilerdir. Faal olarak oynayan oyuncuların başarısını ise her gün televizyon ve sosyal medyadan takip etmek mümkündür. Ülkemizde koç olarak bulunan Perasovic, Obradovic, Filipovski, Aleksander Trifunovic ve Nenad Markovic’in yanı sıra Pero Antic, Alec Omic, Vladimir Micov, Nikola Kalinic, Bogdan Bogdanovic, Andrija Stipanovic, Gasper Vidmar, Vladimir Stimac gibi önemli Yugoslav oyuncular yer almaktadır. Yugoslav ekolünü özetlemek gerekirse hız, yetenek, güç, fizik ve fundamental tek başına Yugoslavlar için hiçbir şey ama hepsi bir arada olduğunda işte buna Yugoslav basketbolu diyebiliriz. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Sarunas Böyle İstedi - 03/03/2018 |
Milli takım arasıyla beraber takımımıza olan özlemimizi Banvit maçıyla birlikte bitirecek olmanın heyecanıyla salondaki yerimizi aldık. Beklediğimin aksine taraftar ortalamanın üstünde ilgi gösterdi. |
Sürpriz İlaç - 08/01/2018 |
5 hafta önce patlak veren mali kriz ve üst üste alınan mağlubiyetlerle bunalıma giren takımımıza son iki maçımızda koç değişikliği de fayda etmemiş görünüyordu. Maddi beklentisi karşılanmayan oyuncular da maçlara yeterince konsantre olamıyordu. |
Vurun abalıya - 03/12/2017 |
Takımımızın son dönemlerde yaşadığı maddi sıkıntıyı duyuyorduk. Fakat ciddi boyutlara ulaştığını hafta içi medyada çıkan haberleri görünce anladık. |
DOĞRU OYUN, GÜZEL GALİBİYET - 22/10/2017 |
Lige beklentilerin altında bir performansla başlayan Trabzonspor’da iki oyuncunun ayrılması ve Paul Harris transferiyle bir takım değişimler bekleniyordu. İki haftadır skordan ziyade oyun da vasat seviyedeydi. |
Helal Olsun..(!) - 26/03/2017 |
Kaybedilen İBB ve Best Balıkesir maçlarının ardından hedefsiz kalan takım, bundan sonraki maçlarına biraz prestij biraz da son ikiden uzak kalmak amacıyla çıkacaktı. |
YİNE OLMADI... - 05/03/2017 |
Play-Off yolunda en önemli rakiplerimiz Gaziantep ve Karşıyaka kazandığı hafta ligin büyük takımlarından Galatasaray ile çok kritik bir maç oynayacaktık. |
NEFESİMİZ YETMEDİ - 28/02/2017 |
Karşıyaka galibiyeti ile moral bulan takımımızın, hem araya uzun tatilin girmesiyle muhtemel form düşüklüğü hem de Kadji, Wright ve Gutierrez’in sakatlanmasıyla moral ve kalite çöküşü yaşayacağı düşüncesi bu maç öncesi bizi korkutuyordu. |
KÖTÜ GÜN DOSTU - 12/02/2017 |
Son iki haftada aldığımız beklenmeyen Uşak ve Giresun yenilgileriyle, play-off yolunda ligin üst sıralarındaki takımlarla oynayacağımız maçların hepsi final niteliği kazandı. |
"BİRİCİK" HAKEMLERİMİZ - 04/02/2017 |
Play-off yolundaki en kritik maçımıza çıkarken rakibimiz komşu kent Giresun’du. Alacağımız galibiyet bizi ilk 8 potasında güçlü hale getirecekti. |
Devamı |