twitter.com/ialkan   alkan5361@hotmail.com ( Yazarın Önceki Yazıları )

KOŞA KOŞ MAĞLUBİYET! 

Koç değişikliği sonrası Ahmet Kandemir ile çıktığımız ilk maçımızda son şampiyon Pınar Karşıyaka’yı son periyottaki etkili savunmamız ile mağlup ederek mucize bir galibiyete imza atmıştık.

Bu hafta ise çok daha rahat gibi gözüken maçta, Beşiktaş Sompo Japan’ı da mağlup edip Pınar Karşıyaka galibiyetini perçinlememiz gerekirken 85-74 mağlup olduk.

Pınar Karşıyaka galibiyeti sonrası “Beşiktaş maçını da kazanırız.” diye umutlananlar elbette olmuştur. Özellikle Hardy ve Fells’in etkili oyunuyla rüzgar gibi geçen ve 24-28 önde kapattığımız ilk periyot sonrası.

Ancak savunmayı arka plana atıp tam da Beşiktaş’ın istediği açık saha basketbolu benimseyince mağlubiyet de kaçınılmaz oldu.

Beşiktaş Sompo Japan 2. periyottan itibaren Cenk Akyol ve Trabzonspor’da olduğu dönemde Doğan Hakyemez’in çok istediği Engin Atsür’ün öncülüğünde açık saha basketbolundan istediği verimi alırken, Trabzonspor ise haklı olarak parkedeki ideal beşini bulma çabasındaydı.

Özellikle Lampe ile eşleşmelerde bariz problem yaşayan Ahmet Kandemir, kendisinin de ifade ettiği gibi bu oyuncuyu savunabilecek doğru eşleşmeyi bir türlü bulamadı.

Ve Markovic’in tam tersi sete set oyundan çok tempolu basketbol oynatmayı  seven Kandemir için takımın en önemli problemi elbette ki guard bölgesinde. Bunu da Kandemir zaten maç sonu dile getirmiş.

(Buraya bir not düşmekte fayda var; Kandemir’in tempolu basketbol felsefesine uygun en iyi oyuncu maalesef ki gönderdiğimiz Odom idi. Hatta Odom’un gönderilmesinin gündemde olduğu dönemde deplasmandaki Yeşilgiresun maçı sonrası yönetici arkadaşlara espri ile karışık “Odom tam Kandemir tipi oyuncudur, Odom’u Kandemir’e bırakın. Warren’i alıp Trabzon’a götürelim.” demiştim. Belki espri gibiydi ancak doğru bir tespitti.)

Hücumdaki akıcılığı bir türlü organize edemeyen Kitchen skor anlamında 5 sayıda kalırken, karşısındaki Wolters ise zorlanmadan ürettiği 22 sayı ile maçı koparan isim oldu. Ayrıca bu bölgedeki sıkıntıyı geçtiğimiz hafta İbrahim ile aşan Kandemir, bu oyuncudan ve devamında da Hakan’dan da verim alamayınca neredeyse çaresiz kaldı.

Ve elbette ki mağlubiyetin en önemli etkilerinden biri de Beşiktaş’ın kısalarımıza yapmış olduğu ısırıcı baskıydı.

Sonuç olarak sete set oyundan tempolu basketbola geçtiğinizde hücumların akıcılığını sağlayan guardınız, çembere giden deliciniz ve ceza şutlarını bitirecek yüzdeli dış atıcılarınız olacak.

Bunları yapamazsanız koşa koş mağlubiyete razı olursunuz.

KIRILMA MAÇI OLABİLİR, AMAN DİKKAT! 

Hafta sonu oynayacağımız Türk Telekom maçı çok kritik ve takımımız adına kırılma maçı olabilir.

İlk devre deplasmanda 80-90 yendiğimiz maçta 2 ve 4 numaralardan aldığımız standart katkının yanında, 1 (Odom) ve 5 (Stipanovic) pozisyonundan 40 sayılık katkı alarak galip gelmişiz. Son haftalara baktığımız zaman ise 1 ve 5 pozisyonundan katkı alamadığımız görülür.

Ayrıca tıpkı Beşiktaş gibi Türk Telekom’da hücuma yönelik bir takım ve son 2 haftada 90 sayı ortalama ile skor üretiyorlar. Biz ise Kandemir döneminde 70 sayı ortalama ile skor üretmişiz.

Yani Telekom skor üretmede problem yaşamazken, biz ise 1 ve son haftalarda 5 pozisyonlarından katkı alamadığımız için belli seviyenin üzerine çıkamıyoruz.

Hal böyle olunca Türk Telekom maçı çok kritik hale geliyor ki olası bir mağlubiyette farklı hesaplar yapma noktasına gelebiliriz. Aman dikkat!

BU HAFTAKİ TRANSFERİMİZ J.P. PRİNCE 

Trabzonspor MP bir transfer daha yaparak J.P. Prince ile anlaştı.

Basketbol kamuoyu, takımın eksiği olan çember savunucu atletik uzun beklerken koç Kandemir ise Antalya BŞB yıllarından tanıdığı ve 1-2-3 pozisyonlarını oynayabilen (Swigman) eski oyuncusunu aldı.

Kandemir’in oyun yapısını ve oyuncuyu az çok bildiğimiz için bu tercihi ile takımı mobil hale getirip tempoyu daha da arttıracağını söyleyebiliriz.

Kısaca daha kısalan, daha çok koşup daha çok şut kullanan bir takım izleyeceğiz. Tek sıkıntı çekeceğimiz bölge ise her zamanki gibi boyalı alanda çemberi savunmak olacaktır.

İnşallah bu tercih ivmenin yukarıya dönmesine vesile olur. Çünkü bu camia ikinci bir Thompson vakasını zor kaldırır.

FELLS ALIŞMA SÜRECİNDE Mİ? 

-Geçtiğimiz hafta ilk maçı olmasına rağmen sahadaki duruşu ve katkısı ile göz dolduran ve hatta Beşiktaş maçına da iyi başlayan yeni transfer Fells neredeyse parkenin en kötüsüydü. Alışma dönemi diyerek geçiştirelim diyeceğim ancak ilk maçının tam aksi bir durumda olmasını açıkçası çözemedim.

ÇEMBERE KİM İNİYOR? (Kithcen ve Odom Foto)

Ligin en güçlü ve en keskin çember delici oyuncusu Odom’ı gönderdiğimiz için onu bir kenara koyalım.

Trabzonspor’un Hardy harici korkusuzca çembere gidebilecek ikinci bir delici oyuncusu yok. Bu görevi Hardy dışında guard Kitchen’in yapması gerek ama onu da top getirip oyun kursun diye aldıkları için öyle bir özelliği yok.

Diğer alternatif ise kısa forvetler olması gerekirken o da yok. J.P Prince ilaç olabilir mi göreceğiz ancak bu kısım bizim için ciddi sıkıntı oluştururken, rakip savunmalar için ise artı durum oluşturuyor.

AYAĞA KALK STİPO! 

Trabzonspor’da istikrarlı duruşlarını devam ettiren ve hatta üzerine koyan Hardy ve bir ara gönderilmesi dahi gündemde olan Kulig dışında maalesef son haftalarda istikrarlı şekilde skora katkı yapacak 3. Ve 4. Oyuncu çıkmıyor. Bu döngü kırılmaz ve özellikle düşüş trendine giren Stipanovic’ten özlediğimiz/beklediğimiz katkı gelmezse Trabzonspor’un maç kazanması zorlaşır.