twitter.com/ialkan   alkan5361@hotmail.com ( Yazarın Önceki Yazıları )

MUCİZE GALİBİYET

Pınar Karşıyaka maçı, Eurocup ve Türkiye Kupasında havlu attıktan sonra Markovic ile yollarını ayıran Trabzonspor’un yeni koç Ahmet Kandemir ile ilk ciddi sınavıydı.

Üstelik rakibimizden daha bir ay önce basketbol tarihimizin en ağır mağlubiyetini alarak Eurocup’tan elenmiştik.

Ve 3 periyot geride olduğumuz maçta mucize gibi bir geri dönüşle 67-64 galip gelerek çok değerli bir galibiyete imza attık.

Öncelikle bu galibiyetin ne kadar değerli olduğunun iyi anlaşılması için maç öncesinin bizler için ne kadar karmaşık olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Son haftalarda aldığı kötü sonuçlarla mental olarak çökmüş bir takım…

Kısa forvet mevkiine maçtan 5 gün önce monte edilen Fells daha setleri bile öğrenemeden maça çıkmış.

Uzun rotasyonuna takviye yapılmadan Velickovic ile yollar ayrılırken; bu bölgenin oyuncusu Sertaç, antrenmanda sakatlanmış.

Bu eksiklerden dolayı takım 10 kişi çıkmış, yetmezmiş gibi oyunun başında da en önemli skor opsiyonumuz Hardy sakatlanarak takım 9 kişi kalmış.

Yani bir takım düşünün; yaşayabileceği tüm olumsuzlukları yaşarken, karşısında da son lig şampiyonu var. Kısaca kazanma şansın hiç yok.

Tek artısı yeni koçla gelebilecek bir heyecan ve takımın yeni koça vereceği  olumlu reaksiyondu. Ancak yukarıdaki etkenleri yan yana koyduğumuzda bunun da pek mümkün olamayacağı gözüküyordu.

Maçın başlaması ile birlikte Hardy’nin sakatlanması bu umutları da bitirmişti aslında. Ve ilk 3 periyot Kulig hariç takımın geri kalanının pozitif reaksiyon verme gibi bir ışığı da yoktu. Ancak Kulig’in dağılma sürecinde olan takımı tek başına ayakta tutma hırsı takımı diri tutarken, farkın da Karşıyaka lehine açılmasını önledi.

Hata yapsın yapmasın tüm oyuncuları rotasyonda eşit şekilde kullanarak çok doğru iş yapan koç, final periyotunda ise alışık olmadığımız bir iş yaparak oyun kurucu Kitchen’i kenara çekip direksiyona İbrahim’i geçirince 3 periyot geriden gelen takımın geri dönüşü de başladı.

Yeni transfer Fells’ın parkede güven veren duruşunu son bölümde skor anlamında süslemesi ve Berkay, Alper ve İbrahim’in kritik üçlükleri takımı bir anda 2 vites yukarı çıkardı.

Ve ilk 2 periyot umutsuzluğa düşmemize rağmen takımın yeni koça vermesini beklediğimiz pozitif tepki işte bu geri dönüşte ortaya çıkarak rakibi de paniğe sürükledi.

Özellikle sert savunmayla rakibini yıldıran Trabzonspor, sıkıntı yaşadığı boyalı alanı da yardım savunmalarıyla aşarak rakibi düşük yüzdeli panik dış atışlara yönelterek bunda da başarılı oldu.

Üstelik 83 sayı ortalama ile skor üreten rakibi 63 sayıda tutarak.

Son 2 dakikada dinlenmiş olarak parkeye dönen Kitchen’in kritik serbest atışlardan % 100 isabetle çıkardığı galibiyet sayılarını da atlamayalım.

Çökmek üzere olan takımın inanılmaz geri dönüşle verdiği alkışlanası bu direnç gelecek haftalara ışık tutarken, bir başka pencereden baktığımızda ise, takımın yeni koçuna verdiği pozitif reaksiyon olarak da algılayabiliriz.

MAÇIN FİNALİNİ KANDEMİR YAPTI

Çok zor ve sıkıntılı bir süreçte geldi.

Maç yazımızda da belirttiğimiz gibi takım ruhen bitik, uzun rotasyonu çökmüş ve yeni transferi ise daha setleri bile öğrenemeden maça çıkmış.

10 kişi çıktığı maçın başında da en önemli silahı Hardy sakatlanmış. Yani kazanması için hiç bir umut yokken, kaybetmesi için ise bolca neden var. Üstelik elinde sihirli bir değnek de yok.

Ancak Markovic’in belli kalıplar dışına çıkmadığı bir takımda çok basit ve doğru bir iş yaparak elindeki tüm oyuncuları rotasyonda kullanarak katkı almaya çalıştı. Ve bunda da başarılı olarak oyuncuların önce savunma anlamında dirençlerini arttırdı, devamında ise hem maçı hem de oyuncularını kazandı.

Böyle sıkıntılı bir süreçte, üstelik Karşıyaka gibi bir takıma karşı alınan mucizevi bir galibiyeti her koç haklı olarak kendi hanesine yazabilir.

Ancak Kandemir maç sonu tam tersini yaparak “Bugün ben bir şey yapmadım, oyuncularım kazandı.” açıklaması ile başta oyuncularını kazanırken, aslında maçın da finalini yapmış oldu.

ALKIŞLAR SONER ŞENTÜRK’E

Eski oyuncumuz Kaloyan İvanov’un Tofaş-Melikşah Ünv. maçında rakibine attığı kasıtlı dirsek geçtiğimiz haftanın eleştiri konusuydu ve biz de bu pozisyonu görüntülerle Pota Arkası programımıza taşıyarak eleştirmiştik.

Derken bu hafta oynadığımız Karşıyaka maçının bir pozisyonunda dışarı çıkan topu hakem Karşıyaka’ya verince, Karşıyaka’nın oyuncusu Soner Şentürk ortaya çıkıp “Hayır benden çıktı.” diyerek topun el değiştirip Trabzonspor’a geçmesini sağladı.

İki hafta içinde sporun hem çirkinliğini hem de güzelliğini yaşadık.

Güzel ve şık olan elbette ki efendi kişiliği ve örnek sporculuğu ile tanıdığımız Soner Şentürk’ün hareketi idi.

Soner, Trabzonspor- Karşıyaka maçında yapmış olduğu ve sporun felsefi ruhuna uygun bu güzel hareketi ile İvanov gibilere fair play örneği verirken bizlerden de kocaman alkış aldı.

COURTNEY FELLS GÜVEN VERDİ

Kinsey’i gönderip Thompson’ı aldık, verim alamayınca Thompson’ı da gönderip geçtiğimiz sezon Uşak Sportif forması giyen Fells’i aldık.

Fells Pazartesi günü Trabzon’a geldi, 4-5 idman yaparak hatta setleri bile öğrenemeden Pınar Karşıyaka maçına çıktı.

Belki Thompson’dan sonra gözümüze ilaç gibi gelmiş olabilir ama daha ilk maçı olmasına rağmen gerek parkedeki duruşu gerek hiç çekinmeden sorumluluk alması gerekse de liderliği ile göz doldurdu.

Daha da önemlisi tecrübesi ile takıma güven verdi.

Haftalar ilerledikçe daha da fazla katkı vereceğini düşündüğüm gibi hücum tehdidi yüksek olduğu için Hardy’e yoğunlaşan baskıyı da bölüp azaltacaktır.

TRABZON’DAN DAÇKA’YA

Daha gidilecek çok yol olsa da, orta sıra 2. Lig takımına eşdeğer bir bütçesi olan TS Basket son yıllarda alt yapıya çok ciddi yatırım yapıyor.

Bu yatırımın gelecek adına en önemli ayaklarından birisi de yıldız ve genç takımlarımıza il dışından oyuncu getirilip kulüpte istihdam edilmesi.

Ancak bu kez tam tersi bir durumla, gelecekte A takım forması giymesini beklediğimiz yıldız takımımızın en önemli oyuncularından biri olan 2000 doğumlu 2.06’lık Yiğit Onur Yılmaz’ı Darüşşafaka’ya kaptırdık.

Bu fizikte bir oyuncuyu bırakın Trabzon’da, ülkemizde bile kolay kolay bulamazsınız.

Artık “Ama” ve “Fakat” ile başlayan cümlelerin bir önemi yok.

Ailesinin tayini İstanbul’a çıkmış. Olabilir. Biz de ciddi maliyetlerle anne babası Trabzon dışında olan çocukları yıldız ve genç takımlarımıza getirip istihdam ediyoruz. Yani dışarıdan oyuncu getiriyorsak, kendi altyapımızdan yetiştirdiğimiz oyuncuları da elimizde tutabilmeliydik.

Özetle Yiğit’in gitmesine eleştirisel yaklaşsam da inanılmaz üzüldüm. Keşke tutabilseydik.