bartugkemalakgul@gmail.com  twitter: @sincejanuary4

BAŞLADIĞIMIZ NOKTA

Geçtiğimiz sezon konulan hedeflerin gerçekleştirilmesinin ardından, Trabzonspor Medical Park 2015-2016 sezonuna hedeflerini büyüterek girdi. Bu anlamda geçen sezon gelişiyle takımı şahlandıran Coach Markoviç, takımını kurup uzun bir hazırlık süreci geçirme imkanı buldu. Takıma katılan oyuncuların ismi ve zamanlaması, tam kadro yapılan kamplar ile birleşince takımdan ligi sarsacak bir başlangıç bekleniyordu.

Ancak sezon başında yapılan transferler sonrasında kafalarda bulunan top paylaşımı ve savunma ile ilgili oluşacak soru işaretleri daha ilk haftalardan baş gösterdi. Öyle ki sezona çok kötü bir başlangıç yapan takım, kağıt üzerindeki çok iyi kadroya rağmen haftalarca ligin dibinde kaldı.

Bundan sonraki süreçte kadroda bulunan oyuncularının bireysel performanslarına dayanan galibiyetler elde ederek bir toparlanma sürecine girdi. Ancak oyunun her iki tarafında bireyselliğin ön plana çıkması ve takımın ana bileşenleri arasında yaşanan çekişme takımın inişli çıkışlı grafiğinin çıkış kısmında kalmasına engel oldu.

Sezon başında transferler gerçekleştirilirken Odom-Kinsey-Hardy arasında top paylaşımı nasıl olacak sorusu Aralık ayının sonuna kadar bir türlü cevap bulamamıştı. Sezon başında takımı savunmada toparlayan Kinsey hücumda daha fazla sorumluluk almaya odaklanınca, takım savunmadayken rakibine “Hadi hemen hücumu yapın da top bize geçsin” mesajı vermeye başladı.

Coach’un planlama aşamasında hata yaptığı, hazırlık döneminde göremediği ve sezon içinde çözemediği bu sorunun üzerine bir de katkı veren kenar oyuncularına yeterince süre vermemesi eklenince takım olgusu bir türlü sahaya yansıtılamadı.

Neticede kaybı hiç beklenmeyen bir Ted maçı sırasında yaşananlar sonrasında fatura Kinsey ve Odom’a kesilerek Markoviç’e büyük kredi tanındı. Çok kısa sürede gerçekleştirilen transfer hamlesiyle katılan isimlerle birlikte Trabzonspor M.P geçen sezon Markoviç’le başarı getiren Hardy-Veliçkoviç-Stipanoviç temeline dayalı sistemine döndü.

Bu karar sonrasında, özellikle Kitchen’ın Hardy’yi ve takımı oynatma konusunda gösterdiği performans ve kenardaki isimlere hak ettiği sürelerin verilmesiyle Trabzonspor M.P daha fazla takım oyunu oynamaya başladı. Arada yaşanan ve takımın adeta kaybetmeyi kafasına koyduğu Karşıyaka maçı haricinde çok zorlu maçlardan kritik galibiyetler elde etti.

Hücumdaki rollerin belirlenmesi ve pas trafiğinin sağlanması ile savunmaya da istek ve azim geldi. Özellikle penetre savunmasında sorun yaşayan kısaların rotasyonundaki değişiklikle, takımın savunma dengesinin kolay bozulmasının önüne geçildi. Bu şekilde savunmada zayıf kalan Stipanoviç ve Veliçkoviç’in de açığı bir nebze kapandı. Böylece takım savunmayı angarya görmeyi bıraktı.

Sezon başında eleştirdiğimiz Kulig’in yeni yapı sonrası gösterdiği muhteşem performanslar ve Erdi-Sertaç ikilisinin de hak ettikleri süreleri almasıyla takım devre sonunda rayına oturmuş bir görüntü sergiledi.

Sezon başındaki çizgisinden uzaklaşan ve süresi azalan Berkay, Veliçkoviç’in yokluğunda son maçları iyi geçirdi. Hakan ve Berkay’ın ceza şutlarında daha yüksek yüzdeyle oynamaları gerekiyor. Bu hem takıma büyük katkı sağlayacak hem onların sürelerini artıracaktır.

Kinsey’in gidişiyle takıma katılan isimlerden Kitchen, kendisinden bekleneni aşarak uzun zamandır aranılan takımı oynatan oyun kurucu açığını şimdilik kapatmış gözüküyor. Ancak aynı olumlu düşünceleri ne yazık ki Thompson hakkında söyleyemiyoruz. Özellikle hücumda kendisinden bekleneni henüz yansıtabilmiş değil. Bununla beraber üzerinde baskı hissettiği için yaptığı bireysel zorlamalarla zaman zaman takıma da zarar veriyor.

Takımın 3 temel direğine gelirsek, zaten çok iyi bir skorer ve profesyonel olan Hardy yine kendisinden bekleneni sahaya yansıttı ve neden bu takımın onun üzerine kurulduğunu gösterdi. Öte yandan, sezona iyi başlayan Stipanoviç’in ilk yarının sonlarına doğru biraz düşüşe geçtiğini söylenebiliriz. Veliçkoviç ise değişken olan form grafiğinin yanında sık sık sakatlanmasıyla Trabzonspor Medical Park adına ikinci yarı öncesi kafalarda soru işareti yaratıyor.

Çok kötü başlanan sezonun ilk yarısı, yapılan hamle sonrası saha içi rollerin daha belirli hale gelmesiyle çıkış trendinde bitti. Ligin Avrupa’nın en iyi liglerinden biri, hatta belki de en iyisi, olması sebebiyle her takımın birbirine üstünlük kurabilmesi Trabzonspor M.P’ın kötü başlangıca rağmen ilk yarı sonunda hedefte kalmasına sebep oldu. Takım düzeninin yavaş yavaş oturması ve ligin durumunu göz önüne aldığımızda bir manada ilk yarıya başladığımız noktadayız denilebilir. Çok daha heyecanlı bir ikinci yarı bizi bekliyor.

İlk kez çıkılan Eurocup sahnesinde de ilk tur gruplarını geçme hedefini çalkantılı döneme rağmen başarmıştık. İki Türk ve iki İtalyan takımının oluşturduğu ikinci tur gruplarda ise, Karşıyaka karşısında oynanan çok kötü basketbolun arkasından iç sahada alınan 2 güzel galibiyet ile gruptan çıkma adına avantajı şimdilik elimizde tuttuğumuz söylenebilir. Son maçta Emilia karşısında hem taraftarın hem takımın gösterdiği performansın yanında verdikleri mesaj da gerçekten tarifsizdi. Bu vesile ile oyuncumuz Damian Kulig’in oğlu Alan’a acil şifalar diliyorum.