alkan@trabzonbasket.com  ( Yazarın Önceki Yazıları )

Bu yazı; TrabzonBasket.Com ve Karadeniz Gazetesinde aynı anda yayınlanmaktadır.

Trabzonspor, deplasmanda ligin en zayıf takımı Oyak Renault ile karşılaşırken, pilot takımımız KTÜ ise Pazar deplasmanına gidecek, biz de ilk kez pilot takımımızı izlemek için Rize Pazar’ın yolunu tutacaktık.

Ki pilot takımın parasızlıktan lige katılamadığı şokunu yaşadık. Bu sefer döndük A takıma, bari dedik A takımımızla sevinelim ve pilot şokunu az da olsa üzerimizden atalım.

Beko Basketbol Ligi’nin belki de en zayıf halkalarından birisi olan Renault’ya karşı yeni ve pahalı yapılanmasıyla favori olması gerekiyordu Trabzonspor’un. Öyleydi de zaten. Ama maalesef karşılaşmanın ilk devresi sonunda skorboard ekranındaki aleyhimize olan 45-18’lik skoru görünce neredeyse küçük dilimizi yutacaktık.

Şaka gibi. Trabzonspor gibi bir takımın, üstelik çok da kaliteli transferleri kadrosunda barındıran bir takımın, ilk devre sadece ve sadece 18 sayı üretebilmesinin izahı olamaz. 

A takım yerine pilot takımı mı çıkardılar sahaya diye şüpheye düşmemek elde değil.

Rakibinin 5 yabancısına rağmen 2 yabancıyla oynayan, pota altında ise 35’lik Nedim Dal ve Umut’tan başka oyuncusu olmamasına rağmen bizi hallaç pamuğu gibi atabiliyor! 

Ve rakipte Gibson diye bir oyuncu potamıza 35 sayı bırakırken, biz bu oyuncuya kelepçe takamamışız. Enteresandır, 1.80’lik boyuyla 8 de ribaunt toplamış!

3. ve final periyodunda takım toparlanmış bir görüntü ortaya koymasına rağmen, bu toparlanma sadece 30 sayılara kadar çıkan farkı 15 sayıya kadar indirebilmeye yaramış.

Takımın istatistiklerine baktığımız zaman beğenmediğimiz Snow 22 sayıya ulaşıp istikrarlı bir şekilde yürümeye devam ederken, 5 top kaybıyla da lider olmuş. Fransa sayı kralı diye getirdiğimiz Obasohan  8’de 0 (sıfır), genel istatistikte ise takım olarak 32/8 üçlük oranlarıyla rakip potayı nafile dövmeye devam ediyoruz.

Zaman zaman çift guardla oynamamıza rağmen yapılan 20 top kaybı, aslında takımın ne derece uyumsuz bir tablo sergilediğinin de göstergesi.

Genel tabloya baktığımız zaman; 3 karşılaşma sonunda yenilen ortalama 80 sayının bizi play-off’lara sokması uzak bir ihtimal. Her karşılaşma 20’nin üzerinde top kaybı yaparken, bizim yapamadığımız ve her top kaybından sonra akabinde gelen fast break’lardan yediğimiz sayılar da takımın bir başka uyumsuzluğunu gösteriyor. 

Hazırlık döneminde sürekli söylenen şuydu: “Bu takımın tam olarak kendini bulabilmesi için ligin 3-4 haftasına kadar ihtiyacı var.” Bizler de hak verdik. Ama Türkiye Kupası ve ligin ilk üç karşılaşmasına baktığımız zaman ortada çok anormal bir görüntü var olmasına rağmen, bu zaman diliminde düzelme belirtisi de yok! 

Kaliteli parçaları bir araya getirdik fakat bu parçalar birbirine uymamış. Haliyle aksıyor.

Umarım önlem alınır. Çünkü önümüzde basketbol takımımızın ve hatta şubemizin kırılma noktası olabilecek GS, FB, Efes ve BJK ile oynayacağımız çok zor bir dönemeç  var.

Ne diyelim; istatistik dibe vurmuş. Dodo ve Alaeddin Yakan’a Allah kolaylık versin.