Oğuz Zeytin - CV ( Yazarın Önceki Yazıları ) zeytin@trabzonbasket.com

ALTYAPI YÜK MÜ?

Efes Pilsen – Pertevniyal, Ülkerspor – Yeşilyurt, Banvit –Genç Banvitliler, Türk Telekom – Genç Telekom… “Bunlar da nedir” derseniz, hemen açıklayayım.

Basketbol ligindeki takımlarımız, alt yapılarındaki oyuncuların profesyonel liglerde oynayıp pişmeleri için İkinci Ligde pilot takımlar kurabiliyorlar. Böylece genç oyuncuları A takım için hazır tutabiliyorlar. Genç ve ümit milli takımlarımız, bu takımlarda oynayan oyunculardan kuruludur ve Avrupa-Dünya Şampiyonaları’nda oldukça başarılıdır. İşte yukarıda sıraladığım takımlar da bu uygulamanın örnekleri.

MP Trabzonspor, Beko Basketbol Ligi’ne yükseldi. Yaptığı yıldız transferlerle adından bahsettirdi. Futbolda olduğu gibi, basketbolda da bu büyülü sözcük yani “altyapı” ilk günden itibaren dile getirildi; uzatılan her mikrofona altyapı denildi. Biz de merak ettik, ne olacak diye. Şapkadan tavşan çıktı: KTÜ ile ortaklık ve pilot takım. Sonra? Sonrası, bir türlü gelmek bilmedi. Ve de bu hafta sonu Cumartesi günü Rize’nin Pazar ilçesinin takımıyla oynayacaktı KTÜ. Oynayacaktı diyorum, çünkü artık böyle bir takım yok. Pazarspor değil, KTÜ Basketbol yok! Yani Trabzonspor yok! Pazarspor’daki kadar bütçe, ciddiyet, vizyon yok aslında! Söylenecek çok söz var ama dinleyecek insan yok!

Altyapıda pilot takım uygulamasının meyvelerini görmek için şöyle bir bakalım: 12 Deav Adam’dan biri Ersan Ilyasova, A takımda neredeyse hiç oynamadan pilot takım Yeşilyurt’ta gösterdiği performansla NBA takımlarının ilgisini çekmişti. Engin Atsür’ün Pertevniyal günleri, Ömer Aşık’ın Alpella’da parlaması… Geçen yıl Genç Telekom’da tecrübe kazanan Uğur Can Öğüt’ün bu sezon Türk Telekom’un ana rotasyonunda yer alması, Genç Banvit’ten yetişen Şafak Edge, İzzet Türkyılmaz, Erolcan Çinko... Pınar KŞK’nın Furkan Aldemir’i çıkarması, Tofaş’ın bu zaman dek güvendiği gençler… Bu kadar başarılı örnekler varken küçük düşünüp cesur adımları atamayanların ne yazık ki tatmin edici açıklamalarını da duyamadık.

Gerekli kaynak yıllık yaklaşık 150 bin TL’ymiş. Şehri terk edip ülkesine kaçan futbolcu için ödenen paraları herkes biliyordur diye yazmaya gerek duymuyorum. Kendi şehri, yöresi, bölgesi, ülkesi gençliğine spor eğitimi için zaman ve maddi kaynak ayırmayı yük sayan anlayışla ABDli oyuncuları Türk statüsünde oynatıp A takım seviyesinde galibiyetten galibiyete koşsan ne olur?

Gerçi kulübün lokomotifi, şehrin tek anlamı (!) futbol takımı bile kadrosunda altyapıdan gerekli oyuncu bulundurma kriterine uymadığı için para cezası almamış mıydı?

*

Gelelim Oyak Renault maçına… Tıpkı Bornova Bld. maçındaki gibi ilk periyotta maça ısınamadan fark açıldı. Geçen haftanın yıldızı Ali Karadeniz(16 sayı – 12 ribaund)’i bir türlü oyuna dahil edemedik. Özellikle dış şutlarda bir türlü ritim bulamadık. Topu uzunlarla buluşturmakta sıkıntı yaşıyoruz ve haliyle işimiz dış şutlara kalıyor. Ne yazık ki Obasohan (8‘de 0 üçlük) başta olmak üzere Rasic (4’te 0 üçlük), Ersin (13 sayı 6 ribaund) ve İlker’le çok şut kaçıran MP Trabzonspor için mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Şutlarda isabet bulamamanın yanı sıra ağırlıklı olarak çift oyun kurucu oynamamıza rağmen aşırı top kaybı yapıyoruz. Snow’un kişisel gayreti dışında ikinci bir skorer bulmakta zorlandık. Ve Bursa deplasmanından 79-65 mağlup ayrıldık.

Bu sene ligin çok sert geçeceği ortada, hiçbir rakip kolay değil. Özellikle önümüzdeki dört hafta Gs Cafe Crown, Efes Pilsen, Fb Ülker ve Bjk Cola Turka ile oynayacağız. Zor bir sürece giriyoruz. Taraftarlarımızın tek beklentisi sıkı mücadele ve sert savunma.