• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/TrabzonBasket
  • https://www.twitter.com/TrabzonBasket
  
Üyelik Girişi
Bölümler
Oğuz Zeytin
oguz.zeytin@gmail.com
AMAÇ
29/10/2010

  

Oğuz Zeytin - CV ( Yazarın Önceki Yazıları ) zeytin@trabzonbasket.com


AMAÇ

 

Trabzonspor Kulübü’nün basketbol şubesinde faaliyete geçmesiyle, bu sporu sevenler olarak mutlu olmuştuk. İki yılda birinci lige yükselerek, yıllarca içimiz buruk, biraz da özenerek takip ettiğimiz takımları artık rakip belleyecektik. Önce Türkiye Kupası, ardından lig maçları başladı. Teknik olarak her defasında söylediğimiz gibi; potansiyelli, ilk yıl için dengeli bir kadroya sahibiz. Her takımın olabileceği gibi bizim de eksikliklerimiz var. Yönetim, teknik kadro, oyuncuların hatalarını uzun uzun konuşabiliriz. Fakat bu pozisyonlardaki kişilerin büyük tecrübelerine inanarak şimdilik eleştiri hakkımızı saklı tutuyorum.

 

Bu yazımda değinmek istediğim husus, taraftarlarımız. Daha da özelinde basketbol taraftarlığı! Bu konuda biraz hassasım. Çünkü ülkemizin bir gerçeği şu ki, çeşitli sosyolojik kavramlarla birbirinden ayrıştırılan toplumumuz söz konusu spor olunca her şeyi unutup kenetleniyor. Futbol, basketbol, voleybol ve diğer branşlarda yaşadığımız bir başarıyla gururlanan insanlara sahibiz. O zaman, spora daha çok kaynak ayırmak gerekmez mi? Bu kaynakların içinde altyapı, tesis kadar sporcu eğitimi de önemli yer tutmalı. Sporcuyu eğitelim de oyunun kuralını bilmeyen, nerede destek verip tepki göstereceğini bilmeyen taraftarı eğitmek gerekmez mi?

 

Tek amacı kazanmak olan sistemler bir noktadan sonra kaybetmeye başlar. Ve bu kayıpların sonu gelmez, sistem yok olur. Oysa ki sahada kazanmanın yanında, olayın eğlence boyutunu ıskalamamak lazım. Gelen seyircilere en güzel imkanları sağlamak şarttır. En rahat koltuklar, en kolay ulaşım yolları, yemek hizmetleri… vs.

 İyi de, tertemiz koltukların üzerine çıkıp üzerinde zıplamak takıma destek olmak mıdır? Basit gelebilir, ama bence bu tarz detayları gözden kaçırmamalıyız. Salon sporu olan basketbolun kendi göre, yazılı olmayan kuralları var. Bu kurallara uymak çok basit. Nedir bunlar? Biz hücumdayken alkış, savunmadayken ıslık veya uğultu. 

Pınarbaşı türküsünü söylemek hangi basketbol takımına ne kazandırmıştır? Akış-ıslık ikilisi bazılarına sıkıcı gelebilir; “biz illa da marş söyleyip koltuklarda zıplamak istiyoruz” derlerse, kusura bakmasınlar, bizim böyle taraftara ihtiyacımız yok!

 

Bedava biletlerle, salonun en güzel yerleri kendilerine tahsis edilen taraftar grupları var. Diğer yanda dışarıda kalan aileler, gençler var. Yıllarca futbolun tekelinde yaşayan kentimizde, bazı yanlışlar öylesine yer etmiş ki, bunları anmak bile tabu gibi. İşte, basketbol takımının önemi burada. Eğer aklı başında yönetim hamleleri olursa, tabular yıkılır. Bundan karlı çıkacak olan Trabzon’dur ve Trabzonspor’dur.

 

Sizin amacınız, “bizi pohpohlayan, maçı kazanmak için sadece bağıran bir grup” seyirci ise doğru yoldasınız sayın yöneticiler.

 

Ama yok; “bu sporun ülkemizin en doğusundaki temsilcisiyiz, kentimiz dışında çevre illerden bile seyirci çekebilecek bir potansiyelimiz var. Üniversiteden gençleri salonumuzda görmek istiyoruz. Ailesiyle gelmiş çocuklar olsun.” diyorsanız bedava bilet uygulamasından derhal vazgeçin. Belli bir gruba salonda en güzel yeri vermek yerine biletlerde numara uygulamasını başlatın. Biletler maça saatler kala neden satışa çıkıyor, bunu da anlayamadık. Ve Allah aşkına, maçların duyurusunu yapın!

 

Okuyucularımın Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarım. Saygılarımla…



2160 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

TRABZON’DAN BİR KUPA GEÇTİ - 28/04/2015
Trabzon’dan bir kupa ve sayısız anı geçti üç günde. En sonda söyleyeceklerimle başlayayım: Teşekkürler Trabzonspor!
KARNE ZAMANI - 12/01/2015
Trabzonspor MP için karne zamanı geldi. Karnemizin şablonu biraz farklı olacak, detaya girmeden mini SWOT şeklinde analiz etmeyi uygun gördüm. Sözü uzatmadan başlayalım:
VEDA - 25/12/2011
Sevgili basketbolseverler, Dünkü Pınar KSK maçı ile ilgili yorumlarımı yazmam gerekirdi bu satırlarda. Ancak bizler basketbol konuşmaktan çok kişileri tartıştığımız için maçtan bahsetmeyeceğim.
CUMARTESİ YAZ – PAZAR KIŞ - 19/12/2011
2010 Haziran’ından bu yana Trabzonspor Basketbol Takımı ile ilgili izlenim ve düşüncelerimi siz değerli okuyucularımla paylaştım.
SİNAN ERDEM GÜNLÜĞÜ - 10/12/2011
TBF haftanın tüm karşılaşmalarını tek güne sıkıştırınca, bize de yayın piyangosundan saat 13:00 maçı çıktı. Ataköy’deki Sinan Erdem Spor Salonu’nda o saatteki maça yetişmek için şehrin diğer ucundan sabahın erken vaktinde yola koyuldum.
SON HUCÜM TARTIŞMASI - 08/12/2011
Trabzonspor Basketbol Takımı’nın Hacettepe Üniversitesi karşısında aldığı mağlubiyet sonrası en çok konuşulan/tartışılan başlık “son hücum”du.
DİRENİŞ VE HÜZÜN - 04/12/2011
Üç haftadan beri, Edirne’deki galibiyetten sonra Hacettepe Üniversitesi maçına odaklanmıştım. Banvit ve Galatasaray gibi zorlu dönemecin ardından yeni yabancıların takıma daha fazla uyum sağlayacağını düşünmüştüm.
ABDİ İPEKÇİ’DEN… - 28/11/2011
Bir yanda anlamsız deplasman yasakları… Diğer yanda Trabzonspor’umuzu izleme ve sessiz de olsa destekleme arzusu…
HACETTEPE’YE HAZIRLIK - 22/11/2011
Banvit… Ülkemizde 2000’li yılların en önemli basketbol organizasyonlardan biri, belki de en iyisi. Altyapılardaki doğru planlamaları, şirket-takım rol paylaşımındaki isabet “Banvit modeli”nden bahsedilmesini sağlıyor.
 Devamı