Oğuz Zeytin
oguz.zeytin@gmail.com
KARNE ZAMANI
12/01/2015 Trabzonspor MP için karne zamanı geldi. Karnemizin şablonu biraz farklı olacak, detaya girmeden mini SWOT şeklinde analiz etmeyi uygun gördüm. Sözü uzatmadan başlayalım: GÜÇLÜ YANLARIMIZ 1)Trabzonspor Markası: Eğer bir spor takımının adının kenarında köşesinde, sponsorun önünde arkasında, açık yazılsa da kısaltılsa da (Medical Park TS absürtlüğü gibi) “Trabzonspor” yazıyorsa en büyük güç budur. 2) Nenad Markovic: Ülkede yabancı oyuncuların sayısının artmasına rıza gösteren yerli koçlar söz konusu kendi pozisyonları olunca feveran etse de yabancı koçlar onların yapamadıklarını yapmakta! Genç oyunculara güvenip rotasyonda cesur davranıyorlar. Markovic’in Trabzonspor MP’de aldığı dokuz galibiyetin şifrelerinden biri bu. Düşünsenize; Nusret, Velickovic’ten daha fazla süre alıyor. TBL’de haftanın oyuncusu seçilecek performans sergiliyor. Demek ki koç Markovic (dışarıdan göründüğü kadarıyla) oyuncularına adaletle yaklaşıyor. Arroyo’yu durdurmak için yabancıları oturtup Yunus’u kullanıyor. Veya Alper’in savunma sertliğinden faydalanmak için ilk beş başlatıyor. E. Pashutin adı ortaya atıldığı ve hatta anlaşıldığı haberlerinden sonra Markovic’e soğuk bakmak doğaldı. Ancak rotasyon uygulamaları ve oyuna müdahale zamanlaması açısından büyük övgü topladı. 3) Bütçe: Trabzonspor MP, TBL ekipleri içinde en iyi bütçelerden birine sahip. 4) Can Altıntığ: İhtiyaç duyduğumuz zamanda Hızır gibi geldi oyun kurucusuz takıma. Sete set kaldığımızda penetreleriyle ve ikili oyun yönetme becerisiyle rakip savunmaları daha rahat çözüyoruz. 5) Andrija Stipanovic: Beklentinin en düşük olduğu yabancımızken en verimli oyuncumuz rolünü kaptı. Parkeden yansıyan enerjisiyle taraftarlarımızla kurduğu bağ mühim. Bir de faul atışlarını daha isabetli soksa… ZAYIF YANLARIMIZ 1)Şut Tehdidi Olan Oyun Kurucu: Koç Markovic’in felsefesinde kısalar ön planda. Uzunların tepeye çıkıp açtığı koridorları penetrelerle kullanacak (Hardy ve Can) veya screenlerden çıkıp şutunu kullanacak (Marshall) kısalar bu düzende iş yapıyor. Bost ise açık sahada etkili. Set hücumunda tempoyu ayarlamada ve karar mekanizasmasında ciddi problemler olan bir gard. Uşak maçındaki tercihleri hiç unutulmayacak cinsten… Can’ın da iyi atıcı olmadığını düşünürsek o pozisyona tamamlayıcı bir gard gerekecek gibi görünüyor. 2) Pick and Roll Müdafaası: Savunmada dikkat çeken en büyük eksikliğimiz yerleşim/pozisyon hatalarımızdı. Bunu kullanan rakiplerimiz ikili oyunlara sık sık başvurdu. 3) Dış Şut – Faul Atışları: TBL’de bu iki alanda son sıradayız. %60’la faul atmak çekişmeli maçlarda başımıza bela oldu. Kaybettiğimiz son iki karşılaşmadaki şu verilere dikkatinizi çekerim: Uşak maçını üç farkla 81-78 kaybederken 13/23 faul atmıştık. Kaçan faul atışımız 10’du. Banvit maçını beş farkla 71-66 kaybederken 11/22 faul atmıştık. Yani 11 faul atışından faydalanamamıştık. Yay gerisinden Hardy ve Nusret dışında istikrarlı atıcımız yok. Alper, Velickovic ve Marshall’ın ritim bulması savunmaların gömülmesine engel olacak. Böylece topu boyalı alana daha rahat indirebileceğiz, iç-dış dengemizi kuracağız. FIRSATLARIMIZ 1)Fikstür: İkinci yarı evimizde sekiz maç oynayacağız. KSK, Uşak, Gaziantep gibi sert takımlarla Hayri Gür’de karşılaşacağız. Play-off yolunda kilit nokta iç saha performansımız olacak. Tıpkı Eurochallenge’da evimizde yaratacağımız atmosferin etkisi gibi… Kilit maç Konya deplasmanı olacak. İlk yarıdaki mağlubiyeti telafi etmek gerekecek. 2) Üst Sıralardaki Takımları Yenebilme Tecrübesi: TBL’deki 100. maçımızı evimizde Galatasaray LH’la oynamamız fazladan motivasyon sağladı. Rakip zor bir süreçten geçerken bunu fırsata çevirip maçı kazandık. Böylece Euroleague takımlarına karşı ilk galibiyetimizi aldık. Ayrıca son iki sezonun flaş takımı Pınar Karşıyaka’yı da seyircisinin önünde geriden gelip yenmek takımımıza özgüven aşıladı. Bu örnekleri doğru hazırlıklarla ikinci yarıdaki maçlara yansıtabilme umudunu taşıyoruz. Avrupa’dan yorgun dönecek Euroleague/Eurocup takımlarına sürpriz yapmaya müsait bir ligde oynuyoruz. 3) Bireysel Form Durumu: Yıldız oyuncu sınıfına girebilecek Velickovic ve Lawal’ın ilk yarıyı düşük verimlilik/formsuz geçirdiğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki haftalarda başta bu iki uzunumuzun daha etkili oynaması durumunda takım halinde seviyemizin yükseleceğini düşünüyorum. Velickovic’in hücumda (özellikle dış şutlarda), Lawal’ın ise boyalı alan savunmasında katkıs vermesi halinde işler lehimize kolaylaşacaktır. TEHDİTLER 1)Eurochallenge: Artık gerçek mücadele başlıyor. Daha güçlü, daha tempolu, daha sert, daha iyi oyunculardan kurulu takımlarla kendimizi test edeceğiz. Haftada tek maç oynayan takımlara göre daha fazla yorulacağız. 2) Rakiplerin Hamleleri: TBL’de ligde kalma mücadelesi veren ve play-off kovalayan takımların hemen hepsi eksiklerini tespit ederek oyuncu takviyeleri gerçekleştiriyor. Bost gibi ikinci bir hata yapma lüksümüz yok. 3) Transfer Yasakları – Ödeme Sorunları – Menajer Tuzakları: FIBA ve TBF’den gelen transfer yasağı cezalarına alışır hale geldik. Yurt dışı kaynaklı haberlerde ödeme sorunları olduğu iddia edilmekte. Bu haberlerde dikkat çeken ifade “ödenmeyen menajer ücretleri”. Saha dışı noktalarda sorun yaşamak ister istemez parkeye yansır. Yönetim bu konulara önlem almalı. 4) Uzun Rotasyonu: Velickovic, Stipanovic, Lawal ve Nusret’ten oluşan uzun döngümüz sayıca eksik. İBB maçında Lawal ABD’de olduğu için maça üç uzunla çıktık. Ve ister istemez hamle şansımız bir anda kısıtlandı. * Toparlarsak; Sezon başlamadan önce açıklanan resmi hedefler şöyleydi: a)Türkiye Kupası’nda yarı final Dileğimiz; yönetim, staff, oyuncular ve kamuoyu ile duygu birliğini oluşturmuş bir Trabzonspor’un başarıya ulaşmasıdır. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
TRABZON’DAN BİR KUPA GEÇTİ - 28/04/2015 |
Trabzon’dan bir kupa ve sayısız anı geçti üç günde. En sonda söyleyeceklerimle başlayayım: Teşekkürler Trabzonspor! |
VEDA - 25/12/2011 |
Sevgili basketbolseverler, Dünkü Pınar KSK maçı ile ilgili yorumlarımı yazmam gerekirdi bu satırlarda. Ancak bizler basketbol konuşmaktan çok kişileri tartıştığımız için maçtan bahsetmeyeceğim. |
CUMARTESİ YAZ – PAZAR KIŞ - 19/12/2011 |
2010 Haziran’ından bu yana Trabzonspor Basketbol Takımı ile ilgili izlenim ve düşüncelerimi siz değerli okuyucularımla paylaştım. |
SİNAN ERDEM GÜNLÜĞÜ - 10/12/2011 |
TBF haftanın tüm karşılaşmalarını tek güne sıkıştırınca, bize de yayın piyangosundan saat 13:00 maçı çıktı. Ataköy’deki Sinan Erdem Spor Salonu’nda o saatteki maça yetişmek için şehrin diğer ucundan sabahın erken vaktinde yola koyuldum. |
SON HUCÜM TARTIŞMASI - 08/12/2011 |
Trabzonspor Basketbol Takımı’nın Hacettepe Üniversitesi karşısında aldığı mağlubiyet sonrası en çok konuşulan/tartışılan başlık “son hücum”du. |
DİRENİŞ VE HÜZÜN - 04/12/2011 |
Üç haftadan beri, Edirne’deki galibiyetten sonra Hacettepe Üniversitesi maçına odaklanmıştım. Banvit ve Galatasaray gibi zorlu dönemecin ardından yeni yabancıların takıma daha fazla uyum sağlayacağını düşünmüştüm. |
ABDİ İPEKÇİ’DEN… - 28/11/2011 |
Bir yanda anlamsız deplasman yasakları… Diğer yanda Trabzonspor’umuzu izleme ve sessiz de olsa destekleme arzusu… |
HACETTEPE’YE HAZIRLIK - 22/11/2011 |
Banvit… Ülkemizde 2000’li yılların en önemli basketbol organizasyonlardan biri, belki de en iyisi. Altyapılardaki doğru planlamaları, şirket-takım rol paylaşımındaki isabet “Banvit modeli”nden bahsedilmesini sağlıyor. |
CUMARTESİ HAYRİ GÜR’E - 17/11/2011 |
Trabzonspor Basketbol takımı bu hafta cumartesi günü saat 16:00’da Banvit ile zorlu bir maça çıkacak. |
Devamı |