Gürbüz Gürbüzoğulları
ggurbuzogullari@gmail.com
ANTRENMAN, YORULMA VE YENİLENME
26/03/2014 ANTRENMAN, YORULMA VE YENİLENME 1. Antrenman Antrenman, yorulma ve rejenerasyon bütünlüğüne değinilmeden önce, farklı terimleri anlamları itibarıyla birbirinden açık olarak ayırabilmek için, bir kavram açıklaması yapılmalıdır. Antrenman yapılanması için birbirinden farklı önemli görevleri yerine getiren “ egzersiz ” ve “ antrenman ” kavramları günlük lisanda genellikle eşanlamlı olarak kullanılmaktadır. HOLLMANN, “ egzersiz ”i “ morfolojik değişikliklere yol açmayan ve performans artışı hedefine yönelik hareket süreçlerinin sistematik olarak tekrarlanması ” şeklinde tanımlamaktadır. Egzersiz, sadece merkezi sinir sistemi ve iskelet kas sistemi arasındaki etkileşimi, yani koordinasyon yeteneğini düzenler. Antrenman, koordinasyon düzenlemesi olarak egzersizi de kapsarken, egzersiz ise bunun tam tersine antrenmanı kapsamaz. “ Antrenman ” ise; “ hedeflenmiş eşik üstü kas gerilmelerinin, morfolojik ve fonksiyonel uyum belirtilerine sahip bir performans artışının sağlanması amacıyla sistematik olarak tekrarlanması ” olarak tanımlanmaktadır. Burada “ eşik üstü ” sözcüğü, süper kompansasyon etkisini harekete geçiren bireysel uyarım eşiğinin aşılması anlamını taşımaktadır. Bu uyarım eşiği, sporcunun performans durumunun yanı sıra, antrenman yoğunluğu, kapsamı ve süresine de bağlıdır. Kendine özgü uyarımlar ( kas gerilmeleri ) daima kendine özgü uyum belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olur. Uyarım ve uyum arasındaki kendine özgü bu bağlantı, antrenman için önemli bir esas oluşturur. Antrenman, yüklenme yoğunluğu, yüklenme süresi ve yüklenme sıklığı ile birlikte bir fonksiyon bütünlüğü oluşturur. Yüklenme sıklığının artması ile birlikte performans artışı da parabolik bir yükselme gösterir. Ancak, bir sporcunun performans düzeyinin artması aynı zamanda performans artışındaki bir düşüşü de beraberinde getirir. Yüklenme yoğunluğu ve yüklenme süresi arasındaki bağlantıda yoğunluğa ağırlık verilmelidir. Yoğunluk artar ve kapsam daralırsa performans artışı daha fazla olur. Antrenman birçok küçük bölümlere ayrıldığı taktirde, performans artışı aynı yoğunlukta da sağlanabilecektir. 2. Yorulma “ yorgunluk ” “ kas gücü gerektiren bir çalışma nedeniyle fonksiyon yetkinliğinde ortaya çıkan tersinilebilir bir azalma ” demektir. Kas gücü gerektiren bir çalışma, yorulma durumundan sonrada devam ettirildiği taktirde, “ bitkinlik ” meydana gelir. Bununla; “ yüklenmenin devamına imkan vermeyen aşırı derecede yorulma ” kastedilmektedir. Bitkinliğin nedeni, enerjinin ve / veya transmitterin tüketilmesidir. Lokal yorgunluk ve merkezi yorgunluk birbirinden farklıdır. Kaslardaki katabol metabolizma süreçleri lokal yorgunlukta daha fazladır; bu, muskular performans kapasitesinde aşağıdaki entramuskular süreçlerin neden olduğu azalmalara yol açar: · Laktik asit artışı ve bu nedenle pH değerinin düşmesi · Isı artışı · İyon dağılımının değişmesi ( hücre içi potasyum kaybı ) · Glikojen azalması · Kan şekerinin düşmesi · Nabız frekans artışı Aferent sinirler, kas sisteminin durumu hakkında merkezi sinir sistemine sürekli bilgi iletir. Kas sisteminin aşırı asitlenme derecesine bağlı olarak merkezi sinir sisteminden gelen durdurma impulsları en sonunda işin bırakılmasını zorunlu kılarlar. Merkezi yorgunluk durumu çalışmaya ara verilmesine neden olurken, bunun kaynağı lokal yorgunlukta aranmalıdır. Bu mekanizma aynı zamanda, acil durumlar için yedek enerji sağlayan bir korunma önlemidir. Özellikle nabız frekansı, fakat kan basıncı ve solunumda, zorlanma ve bununla birlikte yorgunluk derecesi konusunda – nispeten kolay ölçülebilen – güvenilir göstergeleri sağlayan kriterlerdir. Ancak bunlar rejenerasyon süreçlerinin kavranmaları için yardımcı araç niteliğini taşımazlar. Buna karşın nabız frekansı kan basıncı ile bağlantılı olarak olası bir aşırı antrenman durumu ile ilgili bilgi verebilir. Yüklenmelerin toplamı, organizmanın antrenman ve diğer bozucu etkenler nedeni ile hemostaz durumuna geri dönemeyecek konuma gelmesine yol açabilecek kadar büyük olması halinde her ikisi de hafif bir artış eğilimi gösterir. Ancak bu değişiklikler diğer nedenlerden de kaynaklanabildiğinden, yüksek kan basıncı ve nabız frekansı teşhisi aşırı antrenman durumunu açıkça tespit edemeyebilir. Yorgunluk durumlarına ilişkin diğer göstergeler çeşitli metabolizma parametreleri verirler. Devamlı yüklenme durumunda kan şekeri düzeyi sürekli olarak düşer ve 30 mg/100 ml değerlerinin altına inildiğinde de kas sisteminin ve beynin zarar görmesine neden olur. Sürekli aşırı zorlanma durumunda ( bir – iki saatten daha fazla ), vücut sürekli olarak karbonhidrat ile beslendiğinden kan şekeri düzeyinde bir düşüş kaydedilmez. Burada kan şekeri düzeyi ancak saatler sonra, rejenerasyon süreçlerinin bir sonucu olarak düşüş gösterir ( KEUL ). Üredeki ve amino asitlerdeki değişiklikler, yorgunluk süreçlerinin biyokimyasal parametreleri olarak belirtilebilirler. Yoğun yüklenme ile birlikte üre artarken amino asitler düşer. Yüksek antrenman yüklenmelerine maruz kalan performans sporcuları, yağlar ve karbonhidratların yanı sıra albüminlerinde sıkça enerji kaynakları olarak kullanılmalarından ötürü nadiren normal üre değerleri gösterirler. Ancak yüksek üre değerleri iki nedenden dolayı kritik bir açıdan değerlendirilmelidir. Yüksek üre değerlerine sahip sporcularda bir taraftan yaralanma sıklığı artarken, diğer taraftan bir artış durumunda aşırı antrenman durumu veya yetersiz rejenerasyon tehlikesi başgösterir. Bunun yanısıra kas sisteminin yorulma durumu kas uyarılganlığına işaret eder. Kas uyarılganlığı bir yüklenme sonrası çıkış değerine göre düşüş gösterir. Bu düşüş elektrolit alımı ile sınırlandırılabilir. Ancak, kas sisteminin uyarılganlığı aşırı antrenman durumunda veya diğer dış etkiler nedeniyle de artabilir. Sonuç olarak artan kas tonusu, artmış bir yaralanma elverişliliği tehlikesini de beraberinde getirir. Vegetativ sinir sisteminin fonksiyon durumu sonuçta elektrodermal refleks yardımıyla kontrol edilebilir. Cildin artan iletkenliği sporcunun artan uyarılganlığını gösterir ve bir rejenerasyon yetersizliğine işaret edebilir. Ancak burada doğal hiperreaktif ve hiporeaktif tiplerin de bulunduğu da göz önüne alınmalıdır. Yorgunluk durumlarının kavranmasına yönelik tahminlere rağmen, belirtilen parametreler bilimsel açıdan bakıldığında objektif kriterler olarak geçerli değildir; çünkü bunların tümü diğer etkenler tarafından değiştirilebilir. Kalp – kan dolaşımı parametresi çoğunlukla önceden meydana gelen yüklenmelerle ilgili çıkarsamalara izin verirken, kan ve üre kimyası ile ilgili parametreleri besin alımı ile etkilemek olasıdır. Uyarılganlık veya artan kas tonusu gibi kriterler kantitatif olarak belirlenemezler. Yorgunlukların dahili nedenleri olarak özetle beş süreç belirlenebilir ( SIMONSON ): · Metabolizma ara ve sonuç ürünlerinin ( örneğin laktat ) birikmesi · Enerji hazırlayan ve enerji ileten süreçlerin sona ermesi ( örneğin hormonlar, glikojen ) · Fiziko – kimyasal durumun değişmesi ( ince zar, potasyum kaybı ) · Düzenleme ve koordinasyon bozukluğu ( merkezi sinir sisteminde tutulma ) · Asetilkolin birikmesi ve açığa çıkması ( transmitterin tükenmesi ) Dahili yorgunluk nedenlerinin dışında, spor uygulamalarındaki gözlemlenebilir çeşitli dış belirtiler yorgunluk durumları ile ilgili önemli bilgiler verirler: performans kapasitesinin azalması, yavaşlamış veya istikrarsız hareket süreçleri, koordinasyonla ilgili zararlar, uzun tepki süreleri ve eksik uyarım. 3. Rejenerasyon Rejenerasyon süreçleri – hangi sistemde olursa olsun – daima aynı şemaya göre seyreder. Yüklenme uyarımından hemen sonra başlayan rejenerasyon süreci oldukça yoğun geçer. Genel olarak toplam dinlenmenin üçte birine denk bir süre içerisinde rejenerasyon önlemlerinin yaklaşık üçte ikisinin tamamlandığı söylenebilir. Bu süreç daha sonra yavaşlar ve – uygulanan sisteme göre – eksiksiz bir rejenerasyon saatler ve günler alabilir. Rejenerasyon süreci aktif dinlenme araları ile ( hareket, jimnastik, fizik terapi ) hızlandırabilir. Başarılı uyum süreçleri, antrenman yüklenmesinin yoğunluk ve kapsam fonksiyonu olarak süper kompansasyon prensibi dikkate alınmak suretiyle bir rejenerasyon meydana gelecek şekilde planlandığı bir antrenman yapılanması gerektirir. Süreleri ilgili her organ sisteminin yorgunluk derecesine bağlı olan tüm rejenerasyon süreçleri bir antrenman uygulanmasından hemen sonra başlar. Günümüzde çoğu spor dalında en azından günde bir kez antrenman yapılması gerektiğinden ve bununla birlikte dinlenme süresinin de önemli ve performans sınırlayıcı bir ölçü ifade etmesinden dolayı, antrenman yapılması için, rejenerasyon mekanizmalarının ve rejenerasyon akselerasyonu imkanlarının bilinmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Psikofizik Parametreler - 26/08/2017 |
Psikofizik Parametreler |
Hormon Tespitleri - 08/08/2017 |
Hormon Tespitleri |
Teknik – Taktik Spor Dalları - 02/08/2017 |
Teknik – Taktik Spor Dalları/Oyun Türü Spor Dalları |
KAN LAKTATININ BELİRLENMESİ - 08/01/2016 |
Çeşitli Spor Dallarında Kan Laktat Düzeyinin Önemi ve Kan Laktatının Belirlenmesi İle Performans Kontrolü İmkanları |
SPOR – MOTOR TESTLERİ - 22/11/2015 |
Bireysel spor – motor yetenek ve beceri düzeyinin görgül olarak sınırlandırılabilir bir veya bir çok özelliğinin araştırılmasını amaçlayan ve standart koşullar altında uygulanabilen rutin bir yöntemdir. |
Mekan Ölçüleri İle İlgili Enformasyonlar - 06/11/2015 |
Örneğin, eskrimde isabet derecesini belirlemek amacıyla, hedef tahtası taşıyan bir kukla hazırlanmış veya rakibin göğsünde bir hedef tahtası tespit edilmiştir. |
PERFORMANS TEŞHİSİ - 12/10/2015 |
Spor antrenmanında üç değişik enformasyon sistemi vardır. Her üç yöntem de, antrenman kapsamlarının gözden geçirilerek kontrol edildiği ve değerlendirildiği bir antrenman düzenlemesine hizmet eder. |
ENERJİ HAZIRLAMA MEKANİZMASI - 29/09/2015 |
Organizmanın yaşayabilmesi, sürekli olarak enerji ile beslenmesine bağlıdır. |
PERİYODİKLEŞTİRME ŞEMASI - 05/03/2014 |
İçerikleri, yöntemleri vs. ile birlikte her antrenman ünitesi, uzun yıllara dayanan, geniş kapsamlı ve yüksek bireysel performansı amaçlayan bir hazırlanma sürecinin birer parçasını oluşturur. |
Devamı |