e-posta: emre.ergenc@gmail.com

Herkes sınırını bilsin

Trabzonspor, çok kritik Bandırma Kırmızı maçından mağlubiyetle dönünce herkesin morali bozuldu doğal olarak. Bu stresli günlerde ilaç gibi gelecek bir galibiyet bekliyorduk oysaki. Olmadı. Olduramadık. Oldurtmadılar...Son derece gergin geçen haftadan, Edirne kârlı çıkan takım oldu. Edirne-Aliağa dostluğunun maç öncesi yansıyan görüntüleriyle başlayan kriz ve karşılıklı verilen demeçler işin bir boyutu. Hakemler diğer bir boyutu.

Ancak bu yazıya konu olacak ana konu, Trabzonspor’un bizatihi kendisi ve basketbol camiasında varlığı. Futbolda, Fenerbahçe üzerinden başlayan sürecin geldiği şu noktada en çok eleştirilen kulüp nedense şike mağduru Trabzonspor oldu. Baksanıza, resmen ülkenin ‘pis zenci’si durumundayız. Bu ‘vurun Trabzonspor’a kampanyasının bir ayağı da basketbolda yaşanıyor. Varsın olsun bakalım, başka hiçbir yerde bulamazsınız bu sabrı.

Trabzon’u ve Trabzonspor’u tanıyın önce…

Basketbola gönül veren, altyapı kuran, basketbol okulları açan, camia olma yolunda ilerleyen her şehir takımına ya da o şehirle aidiyet kurmuş her müessese takımına sonsuz saygım var. Basketbol adına sağolsunlar varolsunlar. Ancak Türkiye’deki hiçbir müessese takımı yada şehir takımı, camia olarak Trabzonspor ile kıyas edilemez. (İstanbul’un semt takımları bu değerlendirmenin dışındadır, onlar birer semt takımı olmaktan çıkıp ülkeye mal olmayı başarmış çınarlardır). Sözüm makul spor seyircisine değil, hâşâ, hatta sözüm fanatik taraftarlara da değil, onlar da dünyaya çok farklı pencerelerden baktıkları için söz fayda etmez. Lakin akıllı geçinip fanatik kategorisinin elebaşları olan basketbolun internet cambazlarına hatırlatmakta fayda var; Trabzonspor bir şehir takımı değildir. Tıpkı diğer çınarlar gibi Trabzonspor, ülkeye hatta dünyaya kök salmış bir çınardır. Zorunuza gitse de, gitmese de bu böyle.

Futbolda son yıllarda yaşanan şiddetin sorumlularını tavana bakarak arayanlar gibi, basketboldaki şiddeti birbirini suçlayarak arayanların olması tuhaf değil. GS koçu Oktay Mahmudi’nin bir FB maçı sonrası sporda şiddet üzerine yaptığı ‘nereye gidiyoruz’ temalı maç sonu yorumu, paylaşım rekorları kırmıştı. Ancak ne tesadüftür ki, bu şiddetin en yoğun görüldüğü sahaların-salonların sahipleri ve onların İstanbul yerel basınındaki askerleri, internet blogları, hep birlikte Trabzon’u işaret ederek aklanacaklarını zannederler. Ligin sonlarına gelirken düşme potasındaki takımların sözlü sataşmaları elbette hoş değil, imalar ve suçlamalar, basketbolda görmek istemediğimiz ancak yıllardır da şahit olduğumuz olaylar. Ancak Trabzonspor’un konuşması birilerine feci batıyor. Canı yanan takımın feryat etmesi, başta basketbolun gerçek çınarı Anadolu Efes olmak üzere her takımın uyguladığı bir yöntem. Trabzonspor basketbol yönetiminin açıklamalarını, futboldaki hak arayışıyla birleştirip yorum yapanlara, biz de birleşik bir cevap verelim. Biz sizi anlıyoruz, emin olun, Trabzonspor’u neden sevmediğinizi, neden basketbolda istemediğinizi, onun içinde neden böyle pervasız olabildiğinizi çok iyi anlıyoruz. Siz ülkeyi İstanbul’dan ibaret zannedenlerin, Anadolu’nun sadece piyonlarınız olmasını istediğinizi de biliyoruz. Sizin için Edirne, Mersin, Bandırma, Antalya, Erdemir, vs. makul takımlar. Dişinize göre. Ama size dostane bir uyarı, Trabzonspor size birkaç gömlek büyük gelir. İki düşünün, bir yazın çizin! Sonra demedi demeyin…

Hakemler, hakemler, hakemler…

Trabzonspor, hakemlerden dertli. Nasıl olmasın ki, hadi sezon boyu olanları geçtim, Banvit maçında bir takımın galibiyetinin nasıl elinden alındığını herkes gördü, bir tek Merkez hakem kurulu (MHK) başkanı Metin Şahin görmedi. Görmedi çünkü göremez, elinde hakem yok, performansa bakıp  hakemleri cezalandıramıyor. O katliamın baş hakemi Rüştü Nuran, aralıksız maç almaya devam etti. Ben basketbola ilgi duymaya başladığımda da aynı insanlar hakemdi (20 yıl önce), şimdi de aynı insanlar hakem. Nasıl bir sistem kurulmuş orda anlamak zor.

MHK başkanı Metin Şahin, dün (17 Nisan) katıldığı Pota Arkası Programında yaptığı açıklamalar ile eminim bir çok Trabzonsporluyu hayrete düşürdü. Trabzonspor için söylediği iddia edilen ‘onlarla dalaşacak değilim’ sözü için, ‘ben öyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum ama dediysem özür dilerim’ dedi. İkinci olarak da İsmail Alkan’ın kendisine sorduğu ‘Katıldığınız radyo programında Bandırmalı çocuklar dediniz, nerden bu yakınlık, ya Trabzonlu çocuklar ?’ mealindeki soruya da, ‘vallahi hatırlamıyorum öyle mi demişim’ diyerek artık bu görevde kalmaması gerektiğini daha net ortaya koydu. Çok eskilerin iyi bir politikacısı olabilir ama asla iyi bir basketbol adamı değil. Ardından programa bağlanan başkan Mehmet Yiğit Alp’in ‘onun özrünün bizim için bir kıymeti yok’ ifadesi de on numara bir duruş olarak kayda geçti. Karşınızda Trabzonspor gibi bir çınar varsa, herkes haddini bilmesi gerektiğini öğrenecek!

Ligin sonuna doğru

Trabzonspor, ligde kalma yolunda umutlarını koruyor. Olin Edirne, parkedeki ve parke dışındaki performansıyla bize bu umudu veriyor. Önlerinde çok zorlu Pınar Karşıyaka ve Banvit maçları var. Diğer taraftan Antalya, bu hafta kendi evinde Bandırma Kırmızı ile oynayacak! Bandırma’nın Antalya’yı yenmesi artık sürpriz olmaz. Antalya’nın son maçı ise Beşiktaş deplasmanı. Kısacası, Trabzonspor kalan maçlarda 2de 2 yaparsa bence ligde kalır. Eğer Olin, kalan iki maçını da kaybederse, 2de 1 bile bizi ligde tutmaya yetecek. Biz kalan maçlarımıza konsantre olacağız. Hedef 2de2. Artık herkesin onu bunu bırakıp enerjisini takıma yansıtma zamanı geldi. Önümüzde çok zorlu bir Beşiktaş maçı var. Şimdi dışarıya karşı sağırlaşıp içimize kapanma, Pazar günü Hayri Gür’ü rakip için nasıl cehenneme çeviririz diye düşünme vakti. Lütfen herkes, bu konuda artık daha aktif olsun, eşini dostunu çocuklarını alıp maça gelsin. Ligin başından beri takımına arka çıkmış, tek bir negatiflik yaşatmamış seyircinin 6.adam olarak Beşiktaş maçında takımın yanında yer alsın. Yayın programında da olan bu karşılaşma, görmeyen gözler için Trabzonspor’un basketbola ne kadar yakıştığının bir fragmanı olacaktır. Filmin tamamı, kısmetse seneye…,