alkan@trabzonbasket.com ( Yazarın Önceki Yazıları )

Bu yazı; TrabzonBasket.Com ve TAKA Gazetesi'nde aynı anda yayınlanmaktadır

KAYBEDERKEN KAZANDIK

Trabzon şehri, Trabzon basketbolu ve Trabzonspor, basketbol adına belki de tarihi günlerinden birini yaşadı. Her ne kadar mağlup olsa da bu gerçek asla değişmez.

Rakip, milyon AVRO’luk Eurolige takımı Fenerbahçe Ülker’di.
Trabzonspor ise, daha dün parkelere topun vurup vurmayacağı belli olmayan sıkıntılı bir süreçten geçip, kadrosuyla hedefi ligde kalmak olan bir süzgeçten, futboldaki ezeli rakibini dize getirmeyi kafasına koyacak konuma gelmiş mütevazi bir takım.

Ve bu iki takımın mücadelesi nefesleri kesti diyebiliriz. Tabii ki bu heyecanın asıl mimarı; parkede inanılmaz mücadele eden, her topa neredeyse 5 kişi atlayan, insan üstü savunmasıyla rakibe potayı göstermeyen Trabzonsporlu basketbolculardı. Ve bu azmi oyuncularına aşılayan, hani bir haftadır tüm şehri “Benim maçım Fener maçı, siz salonu doldurun, Fener’i yenmek benim işim” diyen koç Halil Üner’di.

Trabzon şehri ve taraftarı da bu çağrıya cevap vererek Hayri Gür’ü doldurmuş, basketbol takımlarına inanılmaz destek vermişti. Tersi beklenti içerisinde olanlara inat, centilmence, olması gerektiğince desteğini sürdürdü maç boyunca.
Belki yenemedi ama olsun, yenmeyi kafasına koyup kendini, oyuncularını, camiasını, bizi, sizi, kısaca herkesi inandırdı ya, bu bile nereden nereye geldiğimizin bir göstergesiydi. Ha, yenemez miydik ? Yenerdik. Belki Kerem son dakikalardaki 2 serbest atışı kaçırmasa, belki Gibson yine sonlardaki 2 atışı kaçırmayıp, yine sonlarda içeri drivelerde bir sürü top kaybı yapmasa yenebilirdik.

Ama olmadı canları sağ olsun.

***

Karşılaşmanın kısa özeti ise, İlk 3 periyot Fener’e parkeleri dar eden bir Trabzonspor izledik. Özellikle rakip savunmasını çok iyi çalışan ve bu derece inanılmaz savaşan bir takımın karşısında hiçbir takım duramazdı.

Rakibin inanılmaz uzunlarına karşı neredeyse tek başına mücadele edip 24 sayı 12 ribauntla double double yapan bir Elton Brown izledik ki, vallahi bravo. Ki, Kaya Peker 5 faul alınca sevinirken, yerine giren Vidmar’ı gördüğümüzde ancak anlıyorsunuz rakibin gücünü ve kadro derinliğini.

Tabii ki bu mücadele ancak 3 periyot sürdürülebildi. Son periyotun ortalarında takımı kısaltıp özellikle ilk kez öne geçmeyi başaran Fenerbahçe Ülker, bu üstünlüğünü Bogdanovic’in isabetli ve ölümcül dış atışlarıyla sürdürmeyi başarınca Trabzonspor’un direnci de düştü.

Son dakikalarda Kerem Özkan ve Gibson’in, öncesinde Robinson’in kaçırdıkları serbest atışlar var ki, karşılaşmanın rakibe altın tepside sunulmasıydı sanki. Trabzonspor, taraftarının da inanılamaz desteğiyle son bir direnç daha gösterip karşılaşmayı uzatmaya taşımayı başarsa da, uzatma dakikalarında rakibin kadro derinliği ve tecrübesiyle baş edebilmesi mümkün olmadı. Hele ki Bogdanovic’in isabetli dış atışlarını durduramayınca sonuç ta kaçınılmaz oldu.

Üstelik öyle bir sonuç ki, Fenerbahçe’nin “Trabzonspor’u elimi kolumu sallayarak yenerim” düşüncesiyle çıktığı Hayri Gür’ün parkelerinde, maç içindeki çöküşleri, maç sonundaki dirilişleri kadar ters orantıdaydı. Ve inanın bana, bir Eurolige maçında Barcelona’yı deplasmanda yenseler dahi bu kadar sevinemezlerdi.

Bunun en açık ve en net yorumu, “İnanılmaz mücadele ediyorsunuz, Trabzonspor bu mücadelesi ve bu taraftarıyla biz dahil her takımı yenebilir” şeklinde yorum yapan  yanımda oturan Aydın Örs hocamızdan geldi.

Bir önemli not da, bu karşılaşma bize gösterdi ki, özellikle SF ve SG pozisyonunda, kriz zamanlarında dümeni ele alabilecek iyi bir oyuncuya ihtiyacı var Trabzonspor’un.

****

İlk hedefi topu parkeye vurdurmak olanından, parkede her topa atlayana, dün “büyük takımlar bizim rakibimiz değil” söyleminden, bugün “Fener’i elimizden nasıl kaçırdık” diye bize dizimizi dövdürten koçuna kadar hepsi kocaman alkışı hak ediyorlar.

Yazıyı yazarken yanıma gelip “Sakın ola kaybettik diye yazma, biz kaybetmedik. Biz kaybeden değil, kazananız” diyen eşim de haklıydı.

Bazen kaybettiğinizde çok şeyler kazanırsınız. İşte bu mağlubiyet de; bir avuç insanın inatla yaşatmaya çalıştığı Trabzon basketbolu adına çok şeyler kazandırdı bize.

Tebrikler topu parkeye vurmak hedefiyle yola çıkanlar, tebrikler potanın mütevazi ama dev adamları, tebrikler bizi ve şehri heyecana boğmayı başaran koç, tebrikler salonu dolduran ve takımını inanılmaz motive eden Trabzonspor taraftarı. Tebrikler…