Oğuz Zeytin - CV ( Yazarın Önceki Yazıları ) zeytin@trabzonbasket.com

SON HUCÜM TARTIŞMASI

Trabzonspor Basketbol Takımı’nın Hacettepe Üniversitesi karşısında aldığı mağlubiyet sonrası en çok konuşulan/tartışılan başlık “son hücum”du. Bunun sebebi de şüphesiz turuncu topun çemberden geçmemesiydi. Eğer ki şut isabetli olsa tüm günü 4/19 gibi kötü oranla şutlamış Gibson bir anda haftanın kahramanı ilan edilecekti. Maç kaybedilince oyuncunun tercihinden koçun çizdiği sete kadar her şey hedef tahtasına oturtuldu.

Öncelikle “garanti iki sayılık basket bulup maçı uzatmaya götürme opsiyonu neden tercih edilmedi” serzenişine değinmeliyim. Benzer durumlarda hemen hemen her koç topu takımın şutörüne teslim eder. Onun “winner” karakterini oynamasına izin verir. Bu bir kumar mıdır? Bence değil! Sonuçta, amaç kazanmak ise size 3 sayı lazımsa o şutu denersiniz. Kaldı ki yukarıda belirttiğim “garanti iki sayılık basket” sanıldığı kadar garanti değildir.

Örneğin sahadaki beşten, Elton Brown’a inecek bir pas şüphesiz faulle cezalandırılacaktır. Maçın o anına kadar 37 dk oyunda kalmış ve çizgiden 4/11 atmış Brown’a “hack to Shaq” yapmaları büyük ihtimaldir.

Ayrıca uzatmaya götürseniz maçı, senaryo pek iç açıcı değil. Levent 5 faulle kenara gitmiş. Gibson ve Brown da 4 fauldeler. Rakibe baktığınızda Hüseyin, Marsh, Amaning, Collins, Murat’ın faul sorunu yok. Sanders’ın 4 faulünü rahatlıkla tolere edebilirler. Uzatmadaki 5 dakikayı bu şekilde oynamayı göze almanın riski, son topu kazanmak için kullanmaktan daha düşük değil!

“Neden Kerem değil de Gibson sorusu” ise tüm bu tartışma içerisindeki en kritik soru bence. Aslında maç performanslarına baktığınızda haklılık payı da içermiyor değil. Ancak Kerem’in savunmacısının etkinliği ile Gibson’ın savunmacısının etkinliği aynı mıdır? Ayrıca Kerem’in bulduğu şutlar ağırlıklı olarak pas üzerinden; ancak Gibson penetresini kullanıp daha hareketli oyunlarını şutla bitirebilen bir oyuncu. Dolayısıyla topun Gibson’ın elinde olması doğru. Belki o şut pozisyonunu yaratamaması durumunda, alternatif hamlesi Kerem’i bulmaktı belki de… Bir-iki pozisyon önce drive edip Levent’e çıkardığı bir pozisyonu Kerem’e oynatacaktı, kim bilir?

Uzatmayayım: Tüm maçı geriden gelip oynamışsınız. Son iki dakikada avantajınızı koruyacak gücünüz olmadığını görüyorsunuz. Mental olarak sinirlerinize hâkim olup, 20 saniyeliğine dişinizi sıkıp artık maç topunu oynayıp son kurşunu sıkmak gayet doğal. Gelin görün ki her doğru düşünce kendisi kadar doğru işleyen bir eylemle tamamlanamayabilir. Ve siz “kaybeden” olursunuz tek bir şut yüzünden. Hayat ne kadar acımasız, değil mi?

Kupadaki Hacettepe Üniversitesi ve Banvit maçlarında son anları oynamanın önemine o zaman değinmiştim. İşte tüm bu anlar genç takımımıza tecrübe olup geri dönecek. Artık bu tartışmayı geride bırakıp gelecek maçlar için hazırlanmalıyız.

Sosyal medyada “ah şimdi Trabzon’da olsaydım Hayri Gür’e gidip Trabzonspor’umuzu izlerdim” diyen İstanbul’daki basketbolseverler için vakit geldi çattı. İşte size takımınıza destek olma fırsatı. Sinan Erdem’de buluşalım…