Oğuz Zeytin - CV ( Yazarın Önceki Yazıları ) zeytin@trabzonbasket.com

KIRILMA ANLARINI OYNAMAK

Bugüne dek oynadığımız maçların bir kopyası gibiydi Aliağa Petkim karşılaşması. Yine bolca hücum ribaundu verdik. Yine boyalı alandan skor bulmakta zorlandık. Yine ikili oyun savunmasında aksadık. Ve hepsinden önemlisi maç içi istikrarsızlığımız devam ediyor. Bundan kastım şu: İlk 10 dakikayı berbat oynuyoruz. Ancak sonrasında 5 dakika takım inanılmaz direnç gösteriyor. Sonra el frenini çekiyoruz. Ardından tekrar atak yapıyoruz. Fakat yetmiyor. Maç içinde iniş ve çıkışlar yaşıyoruz. Henüz tam olarak takım olamadığımızın göstergesi zaten…

Dün de bu sahneleri yaşadık. İlk periyot oyuna ısınamadık. İkinci çeyrek ise tam saha baskılı savunmayla önce Aliağa’yı durdurduk ardından özellikle Serhat’ın skoru üstlenmesiyle son dakikalarda öne geçtik. Üçüncü çeyrek Ümit Sonkol’un şutlarına engel olamadık. Dördüncü çeyreğin başında dirildik, geri geldik. Maçı 60-60’a getirdik. Ama karşılaşmanın son 6 dakikalık bölümünde tekrar bambaşka bir kimliğe büründük. İkili oyunlara engel olamadık. İşte, kırılma anı burasıydı. Ve biz sorumluluk alacak, eli sıcak oyuncumuzu bulamadık. Hücumda panikledik. Böyle durumlarda, tecrübe ve birlikte oynamışlık en büyük ihtiyacımız!

Tahminimce Bailey, Randle ve Milosevic’e “güle güle” deme zamanı geldi. Zaten Alex Gordon ve Marc Salyers isimleri dolaşıyor. Önceki yazımda pivot eksikliğine vurgu yapmıştım. Büyük ihtimalle Gordon ve Salyers’ın yanına iyi bir 5 numara da eklenecektir.

*

Birkaç gözlemimi siz değerli basketbolseverlerle paylaşmak istiyorum: Belediye mi, Karayolları mı ilgileniyor; açıkçası bilmiyorum. Salona kendi araçlarıyla gelmeyen seyircilerimiz maç bitiminde Sahil Yolu’na yürüyerek, karanlıkta ana yol üzerinden karşı tarafa geçmek zorunda kalıyor. Ne bir trafik ışığı, ne bir uyarı levhası var! Alt veya üst geçit yapılması şart. İleride olumsuz gelişmelere sebebiyet vermemek için yetkilileri göreve davet ediyorum. Ayrıca şehir merkezine dönüşte dolmuş bulmak ayrı bir sorun.

*

Son sözüm Trabzonsporlulara… Bayram öncesinde, beklenenden daha fazla taraftarımız Hayri Gür’e geldi. Hepsine kocaman teşekkür borçluyuz. Fakat savunmadayken biraz daha fazla uğultuya ihtiyaç var. Şunu es geçemem: Takımın geri geldiği ikinci çeyrek ve dördüncü çeyrek başlarında taraftarlarımızın desteği olması gereken gibiydi. Bunu daha uzun süreye yaymalıyız. Hafta içinde görüştüğüm hocamız Tolga Öngören de oyuncularımız da taraftar desteğine olan ihtiyaçlarını vurguladılar. Unutmayalım; bu takımın adı TRABZONSPOR!

“Trabzon’da basketbol mu olurmuş” diyenlere en güzel cevabı, her türlü aksaklığa rağmen Hayri Gül’e gelen Trabzonlular veriyor ve vermeye devam edecek.