alkan@trabzonbasket.com ( Yazarın Önceki Yazıları )

Bu yazı; TrabzonBasket.Com ve TAKA Gazetesi'nde aynı anda yayınlanmaktadır

---

Yaklaşık 2 ay önce yazdığım son yazımda yeni seçilen yönetimin ateşten gömleği giydiğini belirtmiştim.

Bu 2 aylık süreç içinde takımın yeni koçunun seçilmesiyle birlikte, bir ateşten gömleği de yeni koçumuz Tolga Öngören giymiş oldu.

Çünkü geçtiğimiz sezon bir oyuncuya verilen paralarla neredeyse bir takım kurma ve bu takımı ligde tutma gibi ağır bir sorumluluğu üstlendi.

Tolga hoca tercihi; Trabzonspor’u çalıştırmak için can atan, hatta kadroları dahi hazır olup bu takımı ligde tutmanın garantisini veren koçların arasından yapıldı.

Sporda kardeş olan ve ileride karşımıza çıkabilecek olan başarı ve başarısızlığın tüm sorumluluğu da haliyle Tolga Öngören’indir.

Başarının meyvelerini yiyebileceği gibi, faturasını da ödemek durumunda kalacaktır.

Bu vesileyle yeni antrenörümüz Tolga Öngören’e gönülden başarılar diyelim.

Kanayan Yaramız Altyapı!

Yazımızın ön girişinden sonra benim en çok önem verdiğim altyapıya değinmeden geçemeyeceğim.

Hangi branş olursa olsun, altyapılarına yatırım yapmayan, buradan oyuncu ve teknik adam çıkaramayan hiçbir kulübün başarılı olma ve ayakta kalma şansı yoktur.

Kısa vadeli ve günü kurtarma hesaplarıyla yapılan planlamaların sonucunda bugün batma noktasına geldiğimiz gibi, tüm kaynaklarınızı dışarıdan gelenlere aktarmak durumunda kalır, faturasını da siz, biz, kısaca tüm şehir ödemek durumunda kalır.

Uzun vadeli faturayı ise; marka ve isim değeri zarar gören “Trabzonspor” öder!

***

Yıllardır “altyapıya yatırım yapalım, altyapıyı ihmal etmeyelim” diye çırpındığımız, ama sürekli “önümüzdeki sene el atacağız” diye geçiştirilen altyapımız geçmişte Trabzonspor Kulübünün (Futbol) denetimindeydi.

Ve burada kısıtlı imkanlarla işleyen çok güzel bir düzen vardı aslında.

Osman Arz, Engin Kanber, Osman Ekici, Can Çuvalcıoğlu, Erol Önsel gibi isimler burada sistemi işletirlerken, antrenörler dahil buranın tüm maliyeti de yine Trabzonspor Kulübü tarafından karşılanıyordu. Ama maddi kısmından çok daha önemli olan ise; Trabzonspor Kulübünün (futbol) basketbol bağı olan tek birimdi altyapı.

Kısaca atar damarımızdı.

Ama ne acıdır ki geçmiş yöneticilerimiz, saat gibi işleyen ve Trabzonspor Kulübünü basketbolun içinde tutan tek birimi, yani altyapımızı, sırf kendi adamlarını burada yetkili kılabilmek ve açıkça kamuoyuna beyan ettikleri gibi; Osman Arz, Engin Kanber, Osman Ekici ve Can Çuvalcıoğlu gibi isimleri buradan kovmak misyonunu üstlenenler “altyapı bizim denetimimizde olmalı, biz kendi ekibimizle çalışacağız, bize verin” diyerek Trabzonspor’a baskı yaparak, aslında hiçbir zaman altyapıya bütçe ayırıp yatırım yapma  niyeti olmayan Basketbol Kulübü’ne geçirmesine sebep oldular.

Kısaca bindiğimiz dalı, atar damarımızı kestiler!

Ve hedefledikleri gibi bu isimlerin tamamını kovup, altyapının başına kendi adamlarını getirdiler!

İlk ve son yapılan icraat; Dodo, Yakan ve Taner Günay’ın, Fatih Lisesinde antrenman yapan çocuklarla çektirdikleri bir fotoğraf oldu!

Bunların bedeli ne mi oldu?

Dağıtılan ve personel dahil tüm maliyetini Trabzonspor kulübünün karşıladığı altyapının yaklaşık 150.000 TL, artı olarak da, Hakyemez’i kullanıp ortalığı ayağa kaldırarak 19 Mayıs Spor Salonuna bir sezon için gömülen 1.150.000 TL. (Bir trilyon yüz elli bin Lira)

Etti mi size çöpe atılan 1.300.000 TL. (Bir Trilyon Üç Yüz Bin Lira)

Bu rakamlar, bugün basketbol kulübünün yaşadığı ekonomik sıkıntıların ana kalemlerini oluşturuyor. Bonusu da, geçtiğimiz sezon altyapıdaki tüm branşlarda yaşanan çöküş oldu.

Peki bu yanlışları biz mi yaptık? Bu yapılan icraatların hatalı olduğunu söylerken bize saldıranlar ve sırf kendi adamlarını kulübe yerleştirip, mevki-makam sahibi yapmak  için kulübün 1.300.000 lirasının çöpe atılmasına sebep olanlar şimdi nerede?

Şimdi sözde bu basketbol sevdalıları! çöpe atılmasına ve dolayısıyla bir yıkıma sebep oldukları bu paraları ekonomik sıkıntı yaşayan kulübe gelip teslim etsinler!

Ama nerde. Bu enkazı kaldırmak da, “Basketbolu yeniden inşa edeceğiz, her kesimle kucaklaşıp, basketbolu hep beraber yöneteceğiz” diyerek ateşten gömleği giyenlere düştü.

Şimdi kolları sıvayıp, saat gibi işlerken yıkılan altyapının başına  Trabzonspor’dan kovulduktan sonra sırf basketbol sevgisiyle İdmanocağı kulübünde gönüllü antrenörlük yapan Engin Kanber arkadaşımızı altyapı koordinatörü yaparak sistemi onarmaya çalışıyorlar.

Kendisine başarılar dileyelim. Ama Engin Kanber’in işi çok zor. Çünkü  testi kırıldı bir kere. Eski ekip arkadaşlarını yukarıda bahsettiğimiz gibi planlı bir şekilde teker teker dağıttılar. Yapılan yıkımın toparlanması hiç de kolay olmayacak.

İnşallah güzel işlere imza atarlar da, bizlerin hayal ettiği güzel işler ortaya çıkar.

Kadro Yapımız ve Takımın Geleceği

Koç seçimi ve kadro kurma çalışmalarında geç kaldığımız aşikar. Tolga Öngören, kısa sürede 2. Lige düşüp kapatılan Oyak Reno ağırlıklı kadrosunu oluşturup lige hazır olmak durumunda kaldı.

Oyuncu yapısıyla (Özellikle kısalar), koçun oyun felsefesine baktığımız zaman genç, çok koşan ve mücadele eden bir yapı oluşturduğunu görüyoruz.

Oyuncularımızın bireysel anlamda değerlendirmesini yapmayacağım. Zaten geldikleri takımlar ve bu takımlardaki geçmiş istatistikleri belli. Mevcut istatistiklerle bu takımın ligde sıkıntı yaşayacağını söylemek için de kahin olmaya gerek yok.

Biz sadece testi kırılmadan görebildiğimiz gerçekleri paylaşalım ki yarın çıkıp “keşke şunları da yazıp uyarsaydık” diyerek vicdan azabı çekmeyelim.

Her oyuncu kendi performansını ikiye katlar, takım ruhu oluşur, üst düzey savunma yapar ve yabancılarda nokta atışıyla seçim yapılabilmişse, takımda ışık vardır diyebiliriz.

Ama son turnuvalara baktığımız zaman ki, Almanya turnuvasını bundan çıkarırsak (Takımın 9 kişiyle Almanya kampına neden gittiğini halen daha anlayabilmiş değiliz ya) takım pek ışık vermiyor.

Özellikle Ankara’da oynanan Rüştü Yüce Turnuvası’ndaki istatistikleri incelediğimiz zaman; asist ve ribauntlarda rakiplerimiz bizi neredeyse ikiye katlamış. Ki; Öngören’in en önemli silahı olan “hızlı oyun” dan gelebilecek olan sayılar, savunma ribauntlarının çekilmesi sonucuyla gelir.

Takım ribaunt sorununu çözemez ve 65 sayılarda kalırsa eğer, yapabileceğimiz tek şey rakibi 60 sayılarda tutabilmektir. Ki, ligdeki takımların kadro yapılarına baktığımız zaman, bu takım mevcut görüntüsüyle bunu yapamayacak gibi gözüküyor.

Ama takımın kesin durumunu görebilmek için resmi karşılaşmaları bekleyip, takımı çıplak gözle izlemek gerek notunu da düşelim. Çünkü daha takımı çıplak gözle antrenmanlarda bile izleme fırsatımız olmadı. Çünkü yasak!

Şunu unutmamalıyız ki; TB2L’de şampiyon olduğumuz sezon tepe takla giden takımı, bir sezonun tüm maliyetini ve sistemi bir Jamison hamlesi kurtarmıştı.

Kombine Desteği

Basketbol Kulübünde yaşanan sıkıntılardan sonra kapanma noktasından sıyrılıp, neredeyse sıfırdan yeni bir yapı inşa edilmeye çalışılıyor.

Bu noktada yönetimin yapabilecekleri tabii ki sınırlıdır. Bu takıma ve kulübe asıl Trabzon şehrinin sahip çıkması gerekiyor.

Bunun en önemli adımı da; 50, 100 ve 200 TL gibi sembolik rakamlarla kulübe destek anlamında çıkarılan kombinelere şehrin ve taraftarın sahip çıkması, destek vermesi olacaktır.

Fırtınanın Hayri Gür’de esmesini istiyorsak, şimdi destek zamanı!