alkan@trabzonbasket.com ( Yazarın Önceki Yazıları )

Bu yazı; TrabzonBasket.Com ve Karadeniz Gazetesi'nde aynı anda yayınlanmaktadır

ACI VEREN TESPİTLER

Öncelikle adını koyalım. Hatalarıyla doğrularıyla, güzel bir hayalin peşinde koşarak, Trabzon şehrine şampiyonluk ve basketbol gibi bir heyecanı yaşatan isim Saner Ayar’dır.

Ayar, geçtiğimiz sezon Sinan Erdem’de binlerce taraftarının coşkusuyla rüya gibi bir şampiyonluğu yaşamış, şampiyonluk kupasını Trabzonspor’un müzesine taşımanın haklı gururunu bu şehre yaşatmış bir isim.

Bu haklı gururun, sevincin ve heyecanın sonunda, bugün gelinen noktaya baktığımız zaman, işte bunu anlamakta zorlanıyoruz. Keza, tüm basketbol camiasında tavan yapan Trabzonspor’un büyüklüğü ve marka değeri; son yaşananlar ve özellikle de YK Başkanı Trabzonlu olan Medical Park’ın kaçması sonucu taban yapmış durumda.

Beraber BBL’ye çıktığımız Olin gibi, takımda sportif bir başarı olmuş olsaydı belki bir nebze olsun artımız olacaktı. Fakat, kulüpteki maddi sıkıntılar; Play-Off yapabilecek bir takımı, son anda kümede tutmaya yetti ancak.

Sonuç olarak, altyapısıyla üstyapısıyla başarısız olmuş bir sistem var ortada.

Spor şehri diye övündüğümüz, 49 ülke ve yaklaşık 4 bin sporcunun katılımıyla yakında olimpiyat düzenleyecek olan Trabzon şehrinin en büyük markası olan TrabzonSPOR’un bu sancılı süreci uzaktan seyrederek “ne haliniz varsa görün” demesi içimizi acıtıyor.

Basketbol takımımızla ilgili yaşanan sancılı süreci tek bir yazıda ele almak mümkün değil. Sportif, idari, yönetimsel, ana sponsor ve Trabzonspor dahil olmak üzere,  birkaç bölümde ele alıp, son bölümünde ise çözümlerle ilgili fikirlerimizi paylaşmakta fayda var.

Sezon başına gidelim. Hedef neydi ? İlk 6. Bu hedef doğrultusunda oluşturulan kadro ve ilk hazırlık maçında takımdan kaçan Evren Büker. Aslında Evren, bugün yaşadığımız sıkıntıların ipuçlarını o gün vermişti bizlere.

Öyle ki; havada kalan bütçeyle kurulan takımda hazırlık dönemindeyken maddi sorunlar başlamış, koç Alaeddin Yakan bu sorunlar altında ezilmeye başlarken “elimdeki silahı aldınız” diyerek, takıma söz geçiremediğinin mesajını veriyordu.

Sonradan itiraf edilen bir başka hataysa; yaklaşık 100 bin TL’lik bütçesini karşılamasına rağmen, aslında nedenini hepimizin gayet net olarak bildiği fakat “kendi ekibimizi kuracağız”  kılıfıyla altyapıyı Trabzonspor’un elinden alarak, Trabzonspor’la aramızdaki tek basketbol bağımızı, yani atar damarımızı kesmemiz

Ve altyapıda elimizde; teknik ekibin, altyapıyı Trabzonspor’un elinden aldığımızın ertesi günü “altyapıda faaliyetlerimiz başlamıştır” diyerek, Fatih Lisesi’nde eşofmanlarıyla çektirdikleri ısmarlama bir resim ve tüm kategorilerde dibe vuran bir sistem kaldı.

Sponsoru olmadığı halde bütçemizin açık vereceği belliyken; Gençlik Spor İl Müdürlüğüyle yaşanan meydan muharebeleri sonucu salona yatırdığımız ve geri dönüşümü olmayan yaklaşık 800 bin TL.

Basketbolu şehirle bütünleştirmesi gerekirken uzaklaştıran, paylaşımcılıktan uzak, kendi içine kapanmış bir yapılanma ve uzayıp gidebilecek bir sürü benzer liste.

Yapılan bunca hataların faturasını Saner Ayar’a kesenler olabilir. Acaba bir insan kendi eliyle kurduğu bir sistemi yine kendi elleriyle yıkabilir mi? Böyle bir şey mümkün mü?

Başka bir pencereden bakalım. Bir baba kendi çocuğunu sokağa atabilir mi ?

Saner Ayar kendi çocuğunu sokağa atmayacağına göre, emanet ettiği ve büyütmekle görevlendirdiklerinde problem var.

Bu problemler de camiaya ve bizlere acı veriyor. (Devamı, ACI VEREN TESPİTLER-1’de)