twitter.com/ialkan   alkan5361@hotmail.com ( Yazarın Önceki Yazıları ) 

ATEŞTEN GÖMLEK 

Öncelikle kimsenin yanaşma cesareti gösteremediği çok zor bir dönemde ateşten gömleği giyerek Trabzonspor’a sahip çıkma cesaretini gösteren Ahmet Ağaoğlu ve ekibini kutluyorum.

Ve bu zor görevlerinde canı gönülden başarılar dilerken, elimizden geldiğince de yanlarında olacağımızı belirtmek istiyorum.

Bu ekibin Trabzonspor’u Aralık ayında yapılacak olan olağan kongreye sağ salim ulaştırarak gelecekte de devam edeceğine inanıyorum.

Çünkü bu 8 aylık dönem belki de Trabzonspor’un en zor dönemi.

Ve bu zor dönemi aşan bir ekibin gelecekte de söz sahibi olmasından daha doğal ne olabilir ki?

Beklentimiz ise futbolun yanında başta basketbol olmak üzere terk edilen amatör branşlara da yeterli ilginin gösterilmesi.

SAVUNMA ANLAYIŞLARI!

Ligin 24. haftasında Fenerbahçe’ye konuk olan Trabzonspor Basketbol, rakibine 112-83 gibi yüksek skorlu bir sonuçla mağlup olarak ligdeki 15. mağlubiyetini aldı.

İlk devre Hayri Gür’de oynanan ve yaşanan olaylar nedeniyle yarım kalıp devamında seyircisiz tamamlanan karşılaşmada da 119 sayı yemiştik. İki maçta yediğimiz 231 sayı ile kendi rekorumuzu da egale etmiş olduk!

Ancak her iki karşılaşmada bazı farklılıklar vardı.

İlk karşılaşmada taraftarın da gazıyla takımın elleri yüzdeli dış atışlarla o kadar ısınmıştı ki, Fenerbahçe’yi belki de ilk kez yenebilecek düzeyde havaya girerek Obradovic’in tüm hamlelerini yerle bir etmişti.

Ve bu karşılaşma yarım kalana kadar takımın dış atış oranı %60’lar seviyesindeydi. Devamında salon boşaltılınca takımın tüm havası da kaybolmuş ve farklı mağlubiyet gelmişti.

Hafızalarda kalan bu istatistik ve ayrıntı anlaşılan takımın hafızasında da kalmış olacak ki, ilk maçın iştahı ile savunma yapmadan rakibi dış atışlarla vurmak hevesi Obradovic’in kısalarımıza uyguladığı baskıya tosladı.

Kurt hoca ilk maçtan ders almış olacak ki forvetlerimize uyguladığı baskı ile rahat dış atış imkanı vermeyerek zorlama atışlara yöneltti.

Haliyle Fenerbahçe’nin uyguladığı bu baskı istatistik kağıtlarına %21 ile inanılmaz kötü bir oran olarak yansırken, skor tabelasında da aleyhimize 112-83’lük skor olarak yansıdı.

Enteresandır, Anadolu Efes’e 100 attığı maçı bir kenara koyarsak, küme düşme hattında bulunan bütün takımlar dahil Fenerbehçe’nin 100’ün üzerine çıktığı iki maç var, ikisi de Trabzonspor’a karşı.

Maçın özeti ve ayrıntısı Caleb Green öncülüğünde Trabzonspor’un yapmayıp Fenerbahçe’nin ödün vermediği, yani her iki takımın savunma anlayışında.

Eh böyle bir maçın kısa analizi de ancak bu kadar olur.

AYRINTILAR DETAYLARDA GİZLİDİR

Fenerbahçe’ye karşı alınan farklı mağlubiyeti her iki takım arasındaki kadro yapısına, derinliğine ve bütçe farkına bağlayabiliriz ancak sonuçta basketbol karşılıklı 5’er kişiyle oynanan bir oyun.

Elbette ki Fenerbahçe’nin kadro yapısı ve derinliği parkedeki her iki takım arasındaki fark olarak ortaya çıkacaktır ancak bu açığı ve farkı kapatacak olan sizin parkede vereceğiniz mücadeledir.

Bu mücadeleyi ihtiyacı olan Trabzonspor değil de ligi ikinci planda gören Fenerbahçe veriyorsa ortada bir yanlışlık var demektir.

Bunun en güzel örneği de başlıktaki savunma kaynaklı fotoğraftır.

Özetle ayrıntılar detaylarda gizlidir.

SESSİZCE GİDİP GERİ GELDİLER 

Ve yazımızın konusu olarak Ahmet Ağaoğlu’nun yönetimine giren Mehmet Yiğit Alp ve Yiğit Alp’in ekibinden devam ederek asıl konuya geçiyorum…

Gittikleri zaman kaleme almış olduğum ve bu güne kadar en çok tıklanan “Sessizce gelip sessizce gittiler” yazım hala daha köşemde duruyor.

Basketbolun günümüzde yaşıyor olmasını bu ekibe borçluyuz ve asla unutmayacağız. Çünkü görevde oldukları o sıkıntılı dönemde basketbola verdikleri emek ve katkı unutulacak gibi değildir.

Şimdi bahsi geçen o ekibin bir bölümü futbol kanadında yönetime geldi. Haliyle sevinçli olduğumuz kadar, basketbol adına da kendilerinden beklentimiz oldukça fazla.

Çünkü Yiğit Alp’in Usta yönetiminde çok etkinliği yokken, mevcut yönetimin oluşup ortaya çıkmasında, hatta icra aşamasında da ciddi gücü ve etkinliği olduğunu/olacağını biliyoruz. Yani görmezden gelip topu taca atma veya görmezden gelme gibi bir lüksleri yok.

Ve günümüzde de Abiş Hopikoğlu’nun başkanlığında ligde ilk 4’e kalıp, Eurochallenge 4’lü finallerini Trabzon’da organize edip bu şehre Avrupa finali oynatan bir basketbol kulübü var. Elbette onları da unutmayacağız.

Ve bu finali evinde izleyip duygularını benimle paylaşan Mehmet Yiğit Alp’in dilinden dökülen o duygu dolu sözcükleri halen daha hafızamda.

Nasıl olmuş, neler olmuş, neden olmuş gibi soruların cevaplarını elbet muhatapları verir ama beni ilgilendiren tarafı günümüzde basketbolumuzun çok ciddi problemler yaşıyor olması.

Bireysel mi olur, bütünsel mi olur, kulüpsel mi olur bilemiyorum ama futbolun devasa problemlerinin yanında bir şekilde bu problemin de çözülmesi gerekiyor.

Bir emekçi basketbol sever olarak mevcut futbol yönetimini oluşturan eski basketbol ekibinden beklentimiz; bir anlamda kendilerine araç olup bu günlere getiren basketbola sahip çıkıp bu sorunu çözmeleridir.

Bu beklenti de geçmişten beri kendilerine sahip çıkan bizler olarak elbette ki en doğal hakkımızdır.

Evet, sessizce gittiler ama bir anlamda basketbol sayesinde geri geldikleri için aksini düşünemiyorum. Çünkü tersi durumda kendi emek ve alın terlerini inkar etmiş olurlar.

USTA YENİLGİYİ KABUL ETMEZ!

Önceki yazılarımdan birinde kendisinin öne çıkarılmayıp olası bir aday çıkması halinde Muharrem beyin kesinlikle aday olmayacağını ve hatta Trabzonspor defterini tamamen kapatacağını yazmıştım.

Öncelikli beklentisi camianın kendisini öne çıkarıp devam etmesiydi. Bu beklentisi gerçekleşmeyince de aday olmadı/olamadı.

Ancak sayın Usta bu şekilde gidişini de asla hazmetmeyecek ve şaşalı bir şekilde geri dönmenin hesaplarını yapacaktır.

Çünkü tanıdığım Usta böylesi bir yenilgiyi asla kabul etmez.

Bunun en kısa yolu da geçmişte olduğu gibi basketbol olabilir.

Basketbolda Haziran ayında, futbolda ise Aralık ayında olağan kongre var.

Yakında “Muharrem Usta basketbola destek olacak/oluyor” gibi haberler çıkarsa kimse şaşırmasın.

HAYRİ GÜR’E BEKLİYORUZ

Ahmet Ağaoğlu kongre öncesi yaptığı açıklamada "Abiş Başkan ile çok eskiden beri tanışırız. Para almadığım için 'Patronum' diyemeyeceğim ancak benim ulusal platformlarda konuşmamı sağlayan kişi Abiş Başkan’dır" cümlesini kurup devamında da sözü basketbol gibi amatör branşlara getirerek "Amatör branşlara bünyeleri içinde kaynak yaratabilirsiniz. Bu kaynaklar efektif olarak kullanılırsa, bu branşlarda da farklı noktalara geliriz." mesajını vererek basketbol ve diğer amatör branşlara karşı bakışını özetlemiş.

Yıllarca golf gibi elit bir spora gönül vererek belli bir noktaya getirmiş bir insanın amatör branşlarla ilgili düşüncesi elbette farklı olmazdı. 

Amatör branşlarla ilgili bu güzel düşünceleri için kendisini kutlarken, yapacakları icraatlarla da bu fikirlerin fiiliyata geçmesini bekliyoruz.

Başlangıç olarak Cumartesi günü Hayri Gür’de Eskişehir Basket ile oynanacak olan basketbol maçına çoğu basketboldan gelen yeni ekibi ile birlikte gelerek bu güzel mesajın içini doldurabilirler...

Bekliyor olacağız.

LİNK