İsmail Alkan
alkan5361@hotmail.com
SONRASI KIYAMET
05/12/2017 twitter.com/ialkan alkan5361@hotmail.com ( Yazarın Önceki Yazıları ) KAFALAR PARKE DIŞINDA OLUNCA Her ne kadar Fener maçı gündemi allak bullak edip sayfamızı kapatsa da, deplasmanda 79-78 mağlup olduğumuz Pınar Karşıyaka maçına da 2 kelam etmek gerek. Aslında maçtan önce maçı konuşmamız gerekirken, kamuoyuna yansıyan kulüpteki maddi sıkıntıları ve bırakın maça çıkmayı, takımın İzmir’e bile gitmeyeceği gibi olumsuzlukları konuşur olduk. Haliyle takımı da etkilemiş olacak ki, Antep ve Galatasaray galibiyeti ile yükseliş trendine giren takım gitmiş, ne oynadığı belli olmayan, “takım” düzeninden uzak ve tamamen bireysel oyuna dönen bir takım gelmiş. Öyle ki, takım maç idmanı yapmamış, set öğrenmemiş ve yeni bir araya gelen oyunculardan kurulu gibi anlamsız top kayıpları ve altyapılarda bile göremeyeceğimiz hücum organizasyonlarını şaşkınlıkla izledik. Ve takımın ne derece dağınık oynadığını maçı getirebilecek olan en değerli son 2 hücumu çöpe atarak da acı bir şekilde görmüş olduk. Maç öncesi belki tersi olur diye bekledik ama kamuoyuna yansıyan maddi problemlerin parkeye yansımamasını beklemek biraz saflık olurdu. Nitekim Karşıyaka maçında oynanan oyunun tek açıklaması oyuncuların kendilerini parkeye değil, haklı olarak alacaklarına odaklamış olmasıydı. MADDİ PROBLEMLERİN YANSIMASI Pınar Karşıyaka maçı öncesi geciken ödemeleri nedeniyle oyuncuların İzmir’e uçmayacakları kamuoyuna yansıdı. Bu yansıma da kulübün içinde bulunduğu maddi darboğazın gün yüzüne çıkmasına sebep oldu. Elbette üzüntü verici olduğu kadar, bizler için de acı verici bir durum. Maddi bütçeleri oluşturmak elbette yönetimlerin görevidir. Bulamıyorlar ise eksiklikleri ancak Trabzonspor’un her sezon bu tarz problemlerle gündeme gelmesi büyüklüğüne yakışmadığı gibi, Trabzon şehri ve camiasının da aslında basketbola ne derece sahip çıkmadığının acı bir göstergesi. HARÇLIĞINI GÖNDERİP MAAŞINI BAĞIŞLAYANLAR Trabzonspor’un yaşadığı maddi problemler kamuoyuna yansıyınca Başkan Hopikoğlu da taraftara bir mektup yazarak içini döktü. Yazdığı mektup o kadar içten, o kadar samimi ve o kadar duygusaldı ki, taraftar nezdinde anında pozitif karşılığını buldu. Ve bu mektuptan sonra harçlığını göndermek isteyen öğrenciler ve bir aylık maaşını bile vermek isteyen taraftarlar ortaya çıkarak kulübü ve başkanı inanılmaz sahiplendiler. Bu aşamada Trabzonspor gibi bir kulübün hesap açarak taraftardan yardım alması elbette şık durmazdı ancak taraftarlarımızın yapabileceği çok daha farklı bir yol var. Madem kulübü ve basketbolu bu derece severek sahiplenen taraftar kitlemiz var, ben de bir öneri yaparak bu taraftarlarımızdan basketbol kombinesi alarak kulübe destek olmalarını öneriyorum. Ve bu sinerjinin harekete geçirilebilmesi için de kulübün bir kampanya eşliğinde kombinelerini tekrar gündeme getirmesini bekliyorum. Az olsun, öz olsun. Yeter ki kulübü sahiplenen bir taraftar kitlemiz olsun. SONRASI KIYAMET (!) Trabzonspor, Ligin dokuzuncu haftasında Fenerbahçe’ye 90-119 gibi tarihi bir farkla mağlup olarak ligdeki 7. mağlubiyetini aldı. Yazı girişi sıradan bir maç yazısı gibi ama madalyonun diğer yüzü elbette öyle değil. Basketbol 10’ar dakikadan 4 periyot oynanan bir oyun. Ancak Fener maçı ise 1,5 periyot oynanıp biten bir maç oldu. Karşımızda EuroLeague şampiyonu olmuş, ligimizin ve EuroLeague’nin en iyi savunmasını yapıp en rahat skor üreten Fenerbahçe takımı var. İlk periyot özellikle içeriyi iyi kullanıp maça çok iyi başlayan rakibini önce durduran, devamında da inanılmaz yüzdeli dış atışlarla yakalayan bir Trabzonspor izledik. Atmosferden aldığı gazla rakibini ikinci periyot da dış atışlarla dövmeye devam edip öne geçen, hatta farkı açan bir Trabzonspor izlerken bir anda kamuoyunu meşgul eden malum olaylar parkeye hakim oldu. Devamını yazmaya gerek yok. Çünkü sonrası kıyamet. Tek çember savunucunuz diskalifiye olmuş, elleri ısınan oyuncular şaşkın ve oyundan kopmuş. Kısaca takım dağılmış. Özetle salonun boşaltılmasından sonra devam eden karşılaşmanın bizler açısından sportif hiçbir önem ve karşılığı yok. KUPA GELİRSE PROBLEM BİTER Fenerbahçe maçının devre arasında Trabzon Valisi Yücel Yavuz ve Başkan Hopikoğlu arasında ilginç bir diyalog geçti. Olayların konuşulduğu esnada Sayın Valimiz Başkana: “Başkan Fenerbahçe ve Trabzonspor arasındaki bu husumet ne zaman bitecek?” diye sorar. Hopikoğlu’da hiç tereddüt etmeden: “Trabzonspor’un kupası ne zaman teslim edilirse o zaman biter” diye cevap verir. Başkan haklı. Trabzonspor’un hakkı teslim edilip gerçek adalet sağlanana kadar ne bu husumet biter, ne de bu olaylar. ŞİMDİ NE DİYECEĞİZ? Fenerbahçe maçının gergin geçeceği belli. Taraftar da basketbola değil, belli ki Fenerbahçe’ye hazırlanmış. - Konfetiye eyvallah… Yasak ama görselliği güzel. - Açılan pankarta eyvallah… Mesaj vermek gerekiyordu, verildi. - Artık ülkemizde alıştık ya, küfrün de birazına eyvallah(!) diyelim. Ancak çocukların, ailelerin ve kızların olduğu bir maçta salon boşaltılana kadar yapılanlara ve ağza alınmayacak toplu küfürlere ne diyeceğiz? Basketbol bir kültür sporudur diye yıllardır “Ailenizi, eşinizi, çocuklarınızı, sevgililerinizi alıp salonlara gelin” diye insanlara yalvardık. Bir anlamda o salonları tırnaklarımızla kazıyarak doldurduk. Maç sonundan şu satırlar yazılana kadar onlarca insan bana ulaşıp “Bir daha ailemiz ve çocuklarımızla basketbol maçlarına gelmiyoruz” dediler. Bundan sonra biz bu insanlara ne diyeceğiz? KARDA MIYIZ, ZARARDA MI? Malum yaşanan şike süreci konusunda TS camiası elbette haklıdır. Rekabeti bir kenara koydum, şikeyle ilgili taraftarın vereceği her türlü medeni tepki en doğal hakkıdır. Çünkü bu ortamı yaratan Trabzonspor değil, şikeyi yapanlar ve şikeyi aklayan siyasilerdir. Ve haklı olarak taraftar açısından bu maç bir anlamda hak arama fırsatı olarak görüldü. Çünkü rakip Fenerbahçe. Ancak verilen bu tepki basketbolumuzu ve kulübümüzü zora sokacak seviyelerde olmamalı, daha sağduyulu hareket edilmeliydi. Sonuç olarak federasyon bu maç nedeniyle maddi problemler yaşayan kulübümüze ciddi para cezası ve büyük ihtimal saha kapatmalar verecek. Maddi ceza zaten sıkıntıda olan bütçemize, Saha kapatma da olası sportif hedeflerimize zarar verecek. Alın hesap makinesini hesaplayın; karda mıyız, zararda mı? HERKES SORUMLULUĞUNU BİLECEK Gergin geçeceği belli olan bir maçta teknik heyet ve idari kadro Fenerbahçe maçının önemini bilmeyen yeni takımı, (Özellikle Obekpa’yı) Yöneticilerimiz de olası yaşanabilecekleri sezip önlemek adına tribünleri kontrol altına alıp gereğini yapabilmeliydiler. Ancak yapamadık. Yapamadığımız için şimdi hep beraber cezasını çekeceğiz. OBEKPA NE YAPTIN? Fener’in ilk baskısını atlatıp ısınan ellerle parkede rakibi hallaç pamuğu gibi atan bir takım varken, Müthiş atmosferin etkisi ile belki de ilk kez rakibimizi yenip doya doya galibiyetin keyfini çıkarmak varken, Bu gergin ortamda orta yerde duran baruta o kibriti çakmanın alemi var mıydı? Geldiğinden beri bu üçüncü vukuatın. Kardeşim sen oyuncu musun, yoksa bodyguard mı? HALİL ÜNER: FENERBAHÇE’Yİ YENECEĞİZ Malum şike sürecinin hemen arifesi. 2011-2012 sezonu 1. ay ve Hayri Gür’de rakip Fenerbahçe, koç ise Halil Üner… Üner zeki bir koç. Taraftarın nabzına göre şerbet vermesini iyi bilir. Maç öncesi bir basın toplantısı düzenleyerek tüm taraftarları maça davet eder. Davet ederken de taraftara “Fenerbahçe’yi yeneceğiz” diye söz verir. Hepimiz şaşkın. Çünkü bir Trabzonspor’un mütevazi kadrosuna bakıyoruz, bir Fenerbahçe’ye. Sonra dönüp Halil Üner’e. Bu açıklaması kamuoyunda çok ses getirerek karşılığını bulur ve maç günü Hayri Gür neredeyse tıka basa dolar. İnanılmaz bir atmosferde maç başlar ve hepimiz şaşkın.. 2 Milyon TL’lik o mütevazi kadronun her biri parkeye ikişer kişilik direnç koyarak maçı son topa kadar taşırlar. Ve son topta yine Fb lehine bir tartışmalı hakem kararı ve maç uzatmaya giderek kaybederiz. Ve tek bir olay yok. Şimdi bunu niye anlattım? Pazar günü oynadığımız maçtaki atmosfer aynı ama kadromuz o dönemin kadrosundan çok daha üst seviye. Ayrıca takım da kendi kalitesini parkeye yansıtmış, taraftar ve atmosfer güzel. Yani her şey istediğimiz gibi gidiyor. Yenmememiz için sebep yok. O dönemin kadrosu o atmosferde Fener’i belki elinden kaçırdı ama bu kadro bu atmosferde bu kez galip gelip bir ilki yaşatabilirdi bizlere. Mahrum kaldık. Yanarım yanarım da işte buna yanarım. TAKA Gazete LİNK |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BİZ UYARALIM DA GERİSİ SİZE KALMIŞ - 16/11/2024 |
Öncelikle bize 6 yıllık bir aradan sonra radikal bir kararla basketbol takımımızı profesyonel liglerde boy gösterir konuma getirdiği için Başkan Ertuğrul Doğan’a aldığı bu güzel karar için teşekkür edelim. |
BİR İLERİ BİR GERİ - 01/11/2024 |
Geçtiğimiz hafta hedef maçlarımızdan biri olan ve eski yardımcı antrenörümüz Ceyhun Cabadak’ın çalıştırdığı tek mağlubiyetli İlab Basketbolu konuk ettik. |
ATARAK DEĞİL, TUTARAK - 14/10/2024 |
Geçtiğimiz hafta biri evinde Finlspor diğeri de deplasmanda Bordo Bandırma Basketbol olmak üzere iki karşılaşmaya çıktı Trabzonspor. |
BASKETBOL GÜNDEMİNE BAKIŞ - 04/10/2024 |
ANKARAGÜCÜ MAÇ ANALİZİ TBL’de ilk iki maçını kaybeden Trabzonspor, yeni transferler İsmail Cem Ulusoy ve Okben Ulubay’ın da kadroya dahil olmasıyla konuk ettiği Ankaragücü’nü 98-92 mağlup ederek galibiyetle tanıştı. |
BASKETBOL POKER MASASI! - 26/07/2018 |
Son yaşananlar adeta poker masasını andırıyor diyerek başlayalım… |
BU CAMİA SENİ TAŞIMAZ! - 16/05/2018 |
Basketbol için çırpınan, fikir üreten, yöneten, çalışan, emek veren, tribünde destekleyen, eleştiren veya sahiplenen, kısaca kendisini Trabzon’da basketbolun bir parçası olarak gören kim varsa arka planda hor görüp aşağılarken, |
ONUR MÜCADELESİ - 08/05/2018 |
Şöyle maç öncesine baktığımız zaman karşılaşmanın favorisi hiç kuşku yok ki Yeşilgiresun Belediyespor’du. |
MUTLU SON’A(!) BİR ADIM DAHA! - 24/04/2018 |
Ligin 26. Haftasında Demir İnşaat Büyükçekmece’ye karşı geri dönen iki yabancımızla çıktığımız maçta beklediğimiz gibi mağlup olarak küme düşme hattına bir adım daha yaklaştık. |
BU AYIP HEPİNİZİN - 17/04/2018 |
Basketbolda “Geliyorum” diyen ve sürekli uyardığım kriz sonunda patlayarak Trabzonspor markasını yerle bir etti. |
Devamı |