e-posta: s.emirzeoglu@gmail.com         twitter: @semirzeoglu61 

ZAMAN TAŞIN ALTINA ELİNİ SOKMA ZAMANI

Trabzonspor Medical Park oyuncularıyla bugün izleyenlere çok net bir mesaj verdi.

“Biz ne olursa olsun sezonun son maçının son saniyesine kadar mücadele edeceğiz”

Aslında bu sezon oynanan maçların birçoğunda bunu hissettirmişlerdi. Hücumda ve savunmada rakibine baskı yapan, sürekli arayış içerisinde olan bir takım imajı çizildi sürekli.

Çok kaliteli oyunculardan kurulu bir ilk beşi var Trabzonspor MP takımının. Buna rağmen kadronun sayısal olarak yetersiz olması ve bunun yansıması olarak performansın maç içinde bir anda minimuma vurması bu sezon birçok mağlubiyetin esas nedeni oldu.

Performansın düşmeye başladığı dakikalara baktığımızda özellikle rotasyonun altı kişinin dışına çıktığı anlarla kesişmesi çok net olarak gözüküyor. Takımdaki birkaç oyuncunun ligin seviyesinin altında olduğu çok açık. bu durum süre aldıklarında katkı yapamamalarından anlaşılıyor.

Sezon boyunca bahsettiğimiz, Trabzonspor’un içinde bulunduğu durum yukardakilerden ibaret. Her maçın ardından bu cümleleri evirip çevirerek galibiyet ya da mağlubiyeti anlamaya ve anlatmaya çalıştık.

Şu andan sonra önemli olan tek şey takımın performansının nasıl yükseltileceği ve yüksek tutulacağı.  

Artık zaman taşın altına elini sokma zamanı. Yönetiminden teknik kadrosuna önemli görevler düşüyor. Sezonun makul bir yerde tamamlanması için oyuncuların motivasyonunu kaybetmemesi gerekiyor.

İlk bakışta bu görevin yönetim ve teknik ekibe düştüğü düşünülebilir. Aslında doğru olan bu değil. Başarı üçlü bir sacayağına benzer. İlk ayak oyuncular ve teknik ekipten oluşur ki uygun taktiği belirlemek ve bunu uygulamak la mükellefler.

İkinci ayak kulüp yönetimidir. Salon dışını düzgün organize etmek, özellikle ekonomik şartları yeterli seviyede tutmak zorundadırlar.

 İşte bu iki ayağı dengede tutma görevi taraftara düşüyor. Tüm olumsuzluklara rağmen oyuncular elinden gelen performansı gösteriyorsa, taraftarlarında salonu doldurması ve atmosfer ile maç kazandırabilmesi gerekiyor.

Sürekli dillerde gezen Karadeniz insanının inatçılığının, mücadele sever ve başarı peşinde koşan yapısının bir enerji olarak tribünlerden parkeye ulaşması gerekiyor.

Bu yazı Pınar Karşıyaka maçının sonucundan bağımsız olarak hazırlandı. Yazıya ilham veren kazanılan maç değil, gösterilen mücadeledir.

Gösterilen mücadele tribünde oluşması gereken ruhunda ilham kaynağı olmalıdır.