6 mağlubiyet ve lig sonunculuğunun ardından “en kritik” karşılaşma diye beklendi Mersin maçı günlerdir.

Üstelik bütçe ve oyuncu kalitesine baktığımız zaman rakibimiz dahi olamayacak düzeyde bir takımla neredeyse final maçı oynadık !

Ve ilk kez tribünlerin bu kadar sessiz, takımdan umudu kesmiş bir vaziyette ve yer yer boşlukların gözlendiği bir salonda. Hani her kesimin eleştirdiği taraftar grubu da olmasa kimsenin çıtı çıkmayacaktı.

Karşılaşmaya gelecek olursak iyi de başladık aslında. Mersin’in, maçın başında 6-0 yapabileceği 3 boş pozisyonu değerlendirememesinin ardından bir anda 8-0’lık güzel bir seri yakalayıp ilk molayı aldırdık rakibe.

Ne olduysa 2. Periyot oldu. Mersin 2. Periyot bir anda 12-0’lık bir seri yakalayıverdi ve 25-28  öne geçti. İlk periyot 25 sayı atan Trabzonspor, 2. Periyot sadece 8 sayı bulabilirken, rakip Mersin 21 sayı bıraktı potamıza.

3. Periyot iki takımın karşılıklı basketleriyle dengede geçilirken, final periyoduna 54-58 önde girmeyi başardı Mersin takımı.

Final periyotuna sanki bizim tarafta oynuyor hissi veren Asım’ın yerine, her süre aldığında olumlu katkı veren Mutlu’yu sürememesi nedeniyle Mete Babaoğlu’nun oyunu okuyamamasının gölgesinde girdi Mersin takımı. Ve Alaeddin hoca ancak 4. Periyot Sacales’i kelepçelemek aklına gelmiş olacak ki, İlker’i saldı Mersin’in en skorer oyuncusuna. İyi de yaptı.

Baskı yiyen Sacales sayı üretemediği gibi sinirlendi de. Sacales’in oyundan düşmesi takım oyunlarını da bozdu Mersin’in. Hatta bir ara kendi aralarında bile sıkıntı yaşayıp üst üste mola almak zorunda kaldılar.

Takım oyunları bozulan Mersin’in, gününde olmayan Asım Pars ile potamızda 4 boş pozisyonu kaçırması ise kendi iplerini çekti diyebiliriz.Çok kritik bir anda Ersin’in 24 saniye süresinin dolduğu bir anda gönderdiği bir üçlük var ki, takımın geri gelmesine sebep oldu. Kutlamak lazım Ersin’i.

Her ne kadar 4 top kaybı yapıp, bugün kafası tam yerinde değil gibi dursa da, Rasic çizgisini devam ettirmeye devam ediyor.

Obasohan ise sakatlığını atmış, yavaş yavaş form tutuyor izlenimi verdi attığı 18 sayı ve topladığı 6 savunma ribaunduyla. Bir de rakip pota önünde bulunan kademeli savunmanın üzerine penetre yapacağım sevdası yüzünden yaptığı top kayıplarından vaz geçerse çok daha verimli olacak.

İlk çıktığı Beşiktaş maçında tutturduğu 18 sayı, 12 ribauntluk istatistiki verisiyle dikkatleri üzerine çeken Drago’nun, kendi evinde ne yapacağını bizler de merak ediyorduk. Anlaşılan oldukça sinirli bir yapıya sahip. İstediği verimi takımına yansıtamayınca sinirlendi, hakemler de sağolsunlar en ufak bir şarz da faul problemine sokunca Drago’yu, oyundan düştü diyebiliriz.

Ve Ali Karadeniz’i finale saklayalım. Bir oyuncu düşünün, form grafiği muntazam bir şekilde gittikçe üzerine koyan, her karşılaşmada daha iyi oynayan ve sertliğe karşı duran ve özellikle son periyot topladığı ribauntlarının yanındaki inanılmaz mücadelesi bu karşılaşmayı almamızdaki en büyük etkendi. 7 hucüm, 8 savunma olmak üzere çektiği 15 ribaunt ve rakip potaya çoğu zor pozisyonda bıraktığı 25 sayıyla yaptığı double double inanılmaz bir istatistik. Tek eleştirilecek tarafı ise, bu karşılaşmanın en çok (5) top kaybı yapan oyuncusu ünvanını alması olmuştur.

Basketbolda ki en önemli kurallardan bir kaçını sayalım.

-Top kaybını en az seviyede tutacaksın ( rakip 11, biz 18 top kaybı yapmışız)

-Rakibinden Fast Break (hızlı hucüm) yememek için; Rakibin kısaları hızlı ve sen buna cevap veremiyorsan, hucüm ribaundu çekeceksin bol bol. Çünkü set’e set savunmalarda rakibin sayı atma olasılığı, frast break hucümlarından çok daha azdır (Set’e set yapılan alan savunmalarında gayet başarılıyken, kaptırdığımız hucüm ribauntlarından bol miktarda fast break yedik maalesef. Üstelik hucüm ribauntlarında 11-15 gibi bir üstünlüğümüz varken )

-Rakibin şutörlerine boş alan bırakmayacak, ekstra şutörü çıkarsa kelepçeleyeceksin. (Rakibin ekstradan çıkan skorerini ki, tüm hucüm setlerinin neredeyse tamamını Sacales’in üzerine kurmuşlar, ancak son periyot az da olsa kelepçeleyebildik.)

-Ve en önemli etken, dış atışlarda sıkıntı yaşadığın anda topu pota altına indirmek ve ikili oyunlarla buradan sayı bulmak.( Ali Karadeniz’in bireysel yeteneğini kenara koyarsak, sanırım 1 (bir) kez yapabildik bunu Drago ile. Jamison’un ilerleyen yaşına rağmen takıma katkısını da anlamış olduk sakatlığı dolayısıyle)

Bağlamak gerekirse; “Abdi İpekçi’de Kolbastı Oynayacağız” parolası ve hedefiyle çıkılan yolda eğer ki Mersin gibi bir takıma karşı ölüm kalım savaşı veriyorsak, oturup düşünmekte fayda var.

Galibiyet çok güzel, tüm takımı kutluyoruz. Ama önümüzde artık rakiplerimiz olan Olin, Banvit, Karşıyaka, Bornova, Antalya Bşb gibi rakiplerle oynayacak olduğumuz fikstür durduğuna göre, ciddi tedbirler almak gerekiyor diye düşünüyoruz.

Bu kritik galibiyetten dolayı tüm takımı ve teknik heyeti kutlarken, önümüzdeki hafta oynayacak olduğumuz Olin karşısında kendilerine başarılar diliyoruz.