• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/TrabzonBasket
  • https://www.twitter.com/TrabzonBasket
  
Üyelik Girişi
Bölümler
Bartuğ Kemal Akgül
bartugkemalakgul@gmail.com
Fenerbahçe Ülker Maç Yazısı
26/12/2013

  e-posta: bartugkemalakgul@gmail.com

  


Fenerbahçe Ülker Maç Yazısı 

Trabzonspor’umuz geçen hafta iyi mücadele verilen Galatasaray Liv Hospital maçından sonra kendi evinde özellikle Avrupa’da çok başarılı performans sergileyen Fenerbahçe Ülker önüne çıktı. Salon dışı pek çok konunun yanında salon içinde takımın durumu göz önüne alındığında da önemli bir maçtı.

Bütün bu öneme rağmen oyuncularımız maça o kadar konsantrasyondan uzak, rakipten çekinerek başladılar ki daha ne olduğunu anlamadan fark bir anda açıldı ve çeyrek sonunu zor getirebildiler. Adeta salon içinde basketbol dayağı yemiş, maça havlu atmak üzere bir görüntüyle kenara geldiler. Hücumda yapılan yanlış tercihler, tembel ve yanlış paslarla yapılan top kayıplarını iyi değerlendiren rakip takım topu çok iyi dolaştırarak farkı çok kolay yakaladı.

İkinci çeyrekten itibaren özellikle savunmasında toparlanmaya başlayan takımımız farkı eritmek için gereken hamleleri hücumda bir türlü yapamadı. Oyunda kurduğumuz dengeyi bulduğumuz dış atışları sayıya dönüştüremeyince bir türlü skora yansıtamadık.

İkinci yarıda sahaya çıkarken, ilk yarıdaki kötü oyun pek ümit vermiyordu. Ancak basketbolda doğruları yapmaya çalışmaktan asla vazgeçmemek gerekli. Kendi doğrularımızı yaparak başladığımız üçüncü periyotta topu hem içeri indirerek hem Penney’e şut yaratarak farkı yavaş yavaş azalttık. Aynı oyunu savunmaya da yansıtarak son çeyrekte 3 dakika kala 17 sayılık farkı eritmeyi başarabilmiş ve skoru dengeye getirebilmiştik.

Ancak son bölümü o kadar yanlış o kadar farkında olmadan oynadık ki sanki tek amaç skoru berabere yapmakmış, maç orada bitiyormuş gibi bir görüntü oluştu. Son dakikada oyunun içinde bile kalamadık. Hele orta sahadan Stoll’ün attığı şut neydi öyle? Çok büyük mücadele ve efor sarf ederek getirdiğimiz maçı son 3 dakikada çok basit bir şekilde verdik.

Bu maçtan çıkarılacak çok sonuç var:

İlk yarıdaki gibi Penney’e şut yaratma konusunda sorun yaşadığımız ve rakip takım savunmasını da yükselttiği zaman takımımız ne yapacağını bilemiyor. Sonuç Kaya’nın dış atışlarına kadar gidiyor ki bu durumu en iyi özetleyen görüntü. Bu konuda doğru tercih yapacak guard’ı çok arıyoruz.

İkili oyunlarda adam değişme olduktan sonra kimin kimi savunacağı muallakta. Öyle yanlış tercihlerle boş şutlar yedik ki akıl almaz. Özellikle Alper ikili oyunlar sonrası takımın düşeceği durumu bir kenara bırakıp gözüne kestirdiği oyuncunun peşinden gidiyor. İyi top dolaştıran rakip bugün bunu bize pahalıya ödetti.

Savunmayı üst düzey yaptığımız zamanlarda son saniyelerde faul yaparak rakibe yardımcı oluyoruz ve o kadar çaba boşuna gidiyor. Aynı durum reboundlar için de geçerli. Üst düzey savunma yapıp, atılan zorlama şutun reboundunu rakibe verirsek yaptığımız savunmanın hiçbir değeri kalmıyor.

Yardım savunmasında çok ciddi hatalar yapabiliyoruz. Özellikle ilk yarıda tüm dikkati top elinde olan oyuncuya verip ona doğru gömülünce, top ve alan paylaşımını iyi yapan rakip dışardan yağmur gibi şut soktu. Yardım savunmasında ikinci yarıda olduğu gibi konsantrasyonu yüksek tutarak doğru alan paylaşımı ve zamanlamayı iyi yapmalıyız.

Oyuncuların özelinde de birkaç kelam etmek gerekirse, Maxim saha içi isabet bulamadan maçı bitirdi. Bu takımda rolü ve sorumluluğu daha büyük ancak beklentilerin altında kalıyor. Potansiyel ve yetenek sahaya yansımadıkça yarar sağlamaz. Bir an evvel performansını yukarı çekmeli.

Kaya ilk yarıda kötü gözükse de bu sezon hiç olmadığı kadar motiveydi. Caner de geri dönüşümüzün en kritik yerinde bulduğu sayılar, sahaya koyduğu mücadele ve arzuyla bugün ekstra bir övgüyü hak etti.

Stoll ne yazık ki attığı sürece takımına katkı vereceğini düşünüyor. Özellikle sürekli kullanmasına rağmen kaçırdığı faul çizgisi üzerindeki stop jump shotları(top sürerken durup atılan şut) takıma yarardan çok zarar veriyor. Oysa takımımızdaki oyuncular daha çok kendilerine pozisyon hazırlanmasını bekleyen tipte oyuncular. Bu sebepten katkı vermesinin yolu Galatasaray maçında olduğu gibi topu paylaşmasından geçiyor.

Stipanoviç transferinin şu ana dek takıma ne katkı verdiğini, transferinin amacını da sorgulamak gerekli. Yabancı hakkını böyle bir oyuncuyla doldurmanın ne kadar doğru olduğu enine boyuna tartışılmalı.

Takımın hücum sıkıştığı anlarda topu güvenle teslim edebileceği, maç toplarında sorumluluk alabilecek bir oyuncuya ihtiyacı olduğunu iki maçtır çok açık bir şekilde görüyoruz. Takıma mutlaka bu özellikte bir oyuncu kazandırılmalı.

Kaybetmenin aslında sürpriz olmadığı ancak verilen mücadeleyle kazanmaya çok yaklaştığımız iki maç geride kaldı. Takımın hedefinden uzak kaldığı, playoffun son sırasından 4 galibiyet geride olduğu bir gerçek. Bu konuda yapılması gereken eleştiriler yeri gelince yapılır. Ancak bu maçın ilk çeyreğini bir kenara bırakırsak, son iki maçtır ligin en önemli takımlarından ikisine karşı gösterilen mücadeleden dolayı takım ve Hakan Hoca’yı tebrik etmek gerek.

Takımın yavaş yavaş en azından mücadele olarak istenilen seviyeye geldiği söylenilebilir. Bu durumun da etkisiyle seyircisiz oynanacak olan Karşıyaka maçı sezonun ilk deplasman galibiyetini almak ve 3 maçlık zorlu fikstürden ihtiyacımız olan ekstra galibiyeti çıkarmak için uygun gözüküyor. 



3335 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

NİHAYET - 04/02/2018
Son 9 haftada yalnızca 1 galibiyet alabilmiş ve ligin dibine demirlemiş Trabzonspor, takımın generali Green’in yokluğunda haftalar sonra seyircisinin önüne çıktı.
SAĞLIKSIZ ORTAM - 16/12/2017
Maç öncesinde haftalardır süregelen mali sıkıntılar üstüne son mağlubiyetler eklenince tablo katran karasıydı.
MUCİZEYLE KAYBETTİK - 28/10/2017
Ligde ilk galibiyetini geçen hafta mükemmel bir hücum performansıyla alan Trabzonspor, Banvit deplasmanına moralli çıktı.
NEFES BASKETBOLDAN GELDİ - 22/10/2017
Trabzonspor sahasında İBB’yi az sayıda taraftarı önünde ağırladı. Bu sebeple yazıya da Trabzon şehrinin spordan bu derece soğumasına sebep olan herkese sitemlerimizi ileterek başlayalım.
KARA DÜZEN - 15/10/2017
Sponsor sıkıntıları, bütçede küçülmeye gidilmesi ve Avrupa’da hüsran derken lige de kötü başlayan bir Trabzonspor. Basketbol Süper Lig’e merhaba diyen Sakarya B.Ş.B deplasmanına bu görüntüde çıkıldı.
SAKAT TAKIM - 09/04/2017
İkinci yarıda sakatlıklardan çok çeken Trabzonspor M.P., Caleb Green’in yanına Kadji ve Duşan’ın da yokluğu eklenince uzun oyuncusu olmadaN ligin en formda takımlarından Gaziantep Basketbol’a konuk oldu.
SEZON BİTSİN ARTIK - 01/04/2017
Geçen hafta Tofaş karşısında moral kazanan Trabzonspor M.P., hafta arasında FIBA Şampiyonlar Ligi’nde son 4 takım arasına kalarak ülkeyi gururlandıran Banvit’i konuk etti.
COACH’UN SABOTAJI - 18/03/2017
Geçtiğimiz hafta İBB karşısında yakışıksız bir mağlubiyet alan Trabzonspor M.P., kümede kalma umutlarını sürdürmek isteyen Best Balıkesir’i konuk etti.
TRAJİKOMİK TERCİHLER - 13/03/2017
Eksiklerine bu hafta takımın saha içi organizasyonunda en önemli ismi olan Green’i de ekleyen Trabzonspor M.P., playoff yarışındaki rakibi İBB’nin konuğu oldu.
 Devamı