e-posta: bartugkemalakgul@gmail.com

Tutku ve Penney’in yokluğu maç öncesinde beklentileri düşürdü. Bu iki oyuncunun yokluğunda, yerine oynayacak isimlerin onların hücumdaki eksikliğini kapatması pek mümkün değildi. Bununla birlikte savunmada takımı bir miktar yukarı taşımaları beklenebilirdi ancak bu da mümkün olmadı.

Pota altında skor üretiminin çok düşük yüzdelerde kalması, takımı kronikleşen iç dış dengesizliğinin kollarına itti. Geri koşma konusunda bu kadar ciddi problemler yaşayan bir takımda kaçan dış şutlar, rakibin boş turnikeleriyle potamızda kolay sayı üretmesine sebep oldu.

Perdeleri doğru kullanan, sabırla top çevirip boş şutu bulan rakip karşısında savunmada aynı direnci gösteremiyoruz. Son 2 maça kadar doğru yaptığımız hücum organizasyonlarında da bir tıkanıklık oluştu. Savunma yapamayan ancak hücumda belirli bir seviyenin üzerinde bir ekipken, son iki maçta hücumda da kısır bir görüntü vermeye başladık.

Cooley’in pota altına inen toplarda bitiricilik konusunda yaşadığı sıkıntı çok ciddi bir hal almaya başladı. Faul alamazsa sayı üretme imkanı olmuyor çünkü darbeye rağmen bitirecek güçte değil.

Rakip savunma sertleşip, hücum sıkıştığı anda topu eline verip bizi kurtar diyebileceğimiz bir oyuncu da maalesef ki kadromuzda bulunmuyor. Rakip savunmayı zor duruma düşürecek, penetreci bir oyuncunun bulunmamasıyla sertleşen savunma karşısında oyuncularımız çok kolay oyundan düşüyor.

Toplamda 7 dakikadan az süre alan Eren ve Mustafa’yı saymazsak yalnızca 7 kişiye düşen rotasyonla maçı tamamladığımızı da unutmayalım. Pota altında bu kadar sorun yaşarken ve rotasyon bu kadar azalmışken dahi süre alamayan Eren’in durumu düşündürücü. Hazırlık maçlarındaki umut veren görüntüsünden uzaklaşması, ona pahalıya mal oluyor.

Çok düşük bir yüzdeyle maçı tamamlayan Stoll’ün görüntüsü de pek umut verici değil. Ancak daha kendisi Trabzon’a inmeden aldırdığı oyuncuyu coach’un bizden daha iyi tanıyor olduğu gerçeğini de bir kenara koyalım ve biraz daha sabredelim.

Anadolu Efes ve Beşiktaş İntegral Forex maçlarından beklentimiz galibiyetten çok daha fazla mücadele  ve oyun anlamında bir direnç koymalarıydı. Maalesef bunu başaramadık. Umarız Aliağa Petkim maçıyla takımımız hem taraftarına hem galibiyete kavuşur. Alınan kötü sonuçlara rağmen iç sahadaki ilk seyircili maçımızda, taraftarın takıma desteğe koşup onları ayağa kaldırması gerekir. Maç enerjisi ve konsantrasyonu düşük olan takımın taraftarın itici gücüyle kazanıp, özgüven elde edeceği bir galibiyete ihtiyacı var.