Bizim gibi büyük camiaya da yakışan budur. Sahi nedir büyüklük ?
Büyüklük; boş salonlarda kupa kaldırmayı meziyet sananlara inat, 5 bin kişiyle gövde gösterisi yapıp tüm basketbol camiasının ağzını açık bırakarak kupayı kaldırırken bir bütün olabilmektir.

Saner Ayar “Abdi İpekçi’de binlerce taraftarımla kolbastı oynayacağız” deyip, “En büyük hayalim şampiyonluk kupasıyla Trabzon’a inmek” demişti.Yaptımı, yaptı.Kutlamak lazım.

Hayallerini;  yaşadığı coşku kadar, mütevaziliği ve alçakgönüllülüğüyle gerçekleştirdi.

Sadri Şener’in izlediği son karşılaşmada, tribünlerin Saner bey’e yaptığı tezarrühat sırasında “Sadri başkana ayıp olur” diyerek “aman yapmayın” diyecek kadar mütevazi kimliğiyle gönüllerde taht kurarken, fanatik bir taraftar gibi tezarrühat yapıp hoplayıp zıplayacak kadar da holigan Trabzonspor’lu.

Sadece başkanmı ? Tabii ki değil, tüm yönetim kurulu holigan.Tribün guruplarından farkları yok.Üçlü çekip bordo-mavi’ye eşlik ediyorlar.Hoplayıp zıplıyorlar.Tanımayanlara sorsanız, “bunlar hangi tribün grubu” diye meraktan çatlarlar, yani o derece holiganlar.

Başarının sırrı sadelik olsa gerek.Natür, yapmacık olmayan.Saf ve içtenlikle Trabzonspor’a sevdalı gibi.Sevdası uğruna bugün Sinan Erdem’i, yarın Abdi İpekçi’yi dolduracak olan çocuklu aileler gibi saf ve temiz.

Üstelik alınan şampiyonluk kupasını “bu başarı bizim, kupa bizde duracak” diyerek basketbol kulübünde alıkoymak yerine, olması gereken yere, yani müzeye konmak üzere gidip Hayrettin bey’e teslim edecek kadar da ince düşünen insanlar.Bizim gibi, bizden.

Bence başarının sırrı burada yatıyor.İyi analiz etmek lazım, hem de çok iyi !
Yıllardır “Trabzonspor, Türk Basketbol camiasına renk getirip nefes aldıracaktır” diyoruz. Gördük ki Trabzonspor,  taraftarı ve camiasıyla Türk Basketbol Camiasına renk getirmekten ziyade, sönmek üzere olan basketbol heyecanını da tavana vurduracak.Bunu, Sinan Erdem spor salonunda ağzı açık ve hayranlıkla binlerce Trabzonspor taraftarının heyecanını gören ve seyreden basketbol otoriteleri diyor.

Basketbolcularımız, ne demiştik ? “Ya kahraman ol, ya sıradanlaşan” gördük ki basketbolcularımız sıradanlaşmayı değil, kahramanlığı seçmişler.Haklarıdır sevinmek.

Ve Dodo lakaplı hocamız Doğan Hakyemez.Sıkıntılı bir dönemde gelip üzerimizdeki kara bulutları dağıtarak Alaeddin hocamıza nefes aldıran ve şampiyonluğun gelmesine ciddi katkısı olan, karıyeri ve iş bitiriciliği ile “boşuna gelmemiş” dedirtecek kadar tecrübeli.

Laf açılmışken ; bu başarının asıl mimarı olan Alaeddin Yakan’a hakkı teslim etme günü.Gün geldi onure ettik, gün geldi destek olduk, gün geldi yıkmadan eleştirdik. Şimdi ise  eleştiri ve yanlışları öne çıkarma değil, başarıyı ve hakkı teslim etme günü !

Kısacası,

Basketbol camiasını tanımaya başladığımız günden beri Trabzonspor için bir şans olarak gördüğümüz hocamızı onure etme günü.Oyuncularına bir baba şefkatıyle yaklaşıp takımını şampiyonluk kupasıyla BBL’ye çıkarırken bile hiçbir zaman mütevaziliğini ve alçakgünüllülüğünü elden bırakmayan, kupayı aldığında bile zoraki sevinip gözünden süzülen yaşlarla başını öne eğecek kadar onurlu insan.

Uzaklarda aramaya gerek yok, sanırım başarının sırrı burada !
( Karadeniz Gazetesi Linki )