Bu yazı; Karadeniz Gazetesi, BMN Yazı kurulu ve Medya bölümünde aynı anda yayınlanmaktadır.
Yazımın 1.bölümünde basketbolumuzun gelişimi açısından en önemli konunun tesisleşme olduğunu belirterek, sistemin çökmeden devam edebilmesi için Trabzonspor kulübünün basketbolu sahiplenmesi gerektiğini belirtmiştik.Devam edelim.
Basketbol kulübü özellikle bu yıl yaptığı ciddi yatırımları tamamen sponsorlar ve kendi bireysel çabalarıyla gerçekleştirdi.Ciddi bir takım oluşturuldu, başında B milli takım hocası, organizasyonun başına ise duayen Dodo getirildi.Yetmedi NBA patentli oyuncu transfer edildi.Bunları, BBL hedefinde sapma olmaması için Trabzonspor taraftarının ve camiasının basketbolu sahiplenmesinden aldıkları güç ve heyecanla yaptılar.
Bölgeselde mücadele ederken basketbolu iş olsun diye takip eden insanlar, Saner bey ve ekibinin yaptığı ciddi hamlelerle gözünü basketbola çevirmişlerdir.Popüleritesi artan bu spor dalı, aileler ve gençlerimiz tarafından altyapılara ve spor okullarına yoğun ilgi olarak meyvesini veriyor.
Bu gençlerimizin tek hedefi vardır.Bir gün bordo-mavi formayı sırtına geçirebilmek.Hayallerini süsleyen bu forma için var güçleriyle çalışıyorlar ama bir yere kadar.Neden ? Çünkü, mevcut şartlarda genç takım seviyesinden sonra ilerisi yok !
Bu gençlerimizin önünü açmanın birinci yolu, iki kulüp arasında ciddi işbirliği mekanizmasının oluşturulması.İkinci yolu, Doğan Hakyemez’in de dediği gibi hem kendi gençlerimiz, hemde dışarıdan getirip A takım potansıyeli bulunan gençleri yetiştirebilmek için bir pilot takımın devreye girmesi olacaktır.Sistemin devamının sağlanabilmesinin en önemli unsuru ise; daha önce kovdukları Haluk Ulusoy tesislerinde, basketbolcularımız ve basketbol kulübünün de kullanabileceği şekilde bir düzenlemeye gitmektir.
Ancak günümüzde Trabzonspor kulübünün basketbol şubesine bakış açısı ”Bize dokunmasınlar, bizden para istemesinler de ne yaparlarsa yapsınlar” mantığından başka da bir şey değil.Öyle olmasaydı, Trabzonspor gibi büyük bir kulüp, bugün basketbol camiasının en saygın ve aynı zamanda B milli takım hocası olan Alaeddin Yakan’ın kullanımına sunulan aracını elinden alacak kadar küçük düşünmezdi.
Laf açılmışken, lütfen hocamızın aracını iade ederek ciddi bir yanlıştan dönün.
Aslında Trabzonspor kulübünün basketbola negatif bakışının sebeplerinide iyi analiz etmek lazım.Trabzon basketbolunun geçmişini yok sayar, kendi insanına, kendi geleceğin olan çocuklarını görmezden gelirsen, kendi geçmişini sahiplenen Trabzonspor kulübü de bu oluşuma mesafeli duracaktır.(Bu kısmı yazımın son bölümünde ele alacağım.)
Trabzonspor’un isim hakkı dışında içerisinde olmadığı bir sistemin avrupada başarı gelse dahi uzun vadede yaşaması mümkün olmadığı gibi, basketbol camiasında mevcut yapılanmamız gibi parlayan ve bugün esamesi okunmayan örnekler bi dolu mevcuttur.Mevcut sisteminde bu örnekler gibi tarihin tozlu raflarında yerini almaması için kesinlikle Trabzonspor kulübünün basketbolu sahiplenmesi lazım.
Bu şehir basketbolu sevmiş ve sahiplenmiştir.Basketbolda gelen başarılar ve heyecanlar, futbol kulübü üzerindeki baskıyı da kısmen hafifleteceği gibi, kendi kültür yapısıyla tribünlerinde olumlu yönde değişimine sebep olacak, kısaca Trabzonspor’a nefes aldıracaktır.Bunu görebilmek için uzman olmaya da gerek yok.
Bu şehirde futbol aşığı insanlar her ne kadar çoğunlukta olsa da, basketbol aşığı ve basketbolu seven insan sayısı da azımsanmayacak derecede fazladır.Benim kulübüm Trabzonspor ise eğer, basketbola da yatırım yapmalı, voleybola da yatırım yapmalıdır.
Yok tersi olup göstermelik destek olunacaksa; Sadri bey’in Dodo transferinde, “basketbolun arkasındayım” mesajı, maalesef gazete köşelerini süslemekten öteye gitmez.
Yazımın 3.ve son bölümünde sayın Doğan Hakyemez’in basın toplantısında “hemen kollarımızı sıvayacağız” dediği altyapıya yer verip, basketbol kulübünün mevcut durumunu ve geleceğimize olan bakış açısını değerlendirip seriyi tamamlayacağım.
Yazarın Tüm Yazıları