alkan@trabzonbasket.com
Dış Atışlarla Gelen Rahat Galibiyet. 10 Şubat 2010 11:15:53
Selçuk maçı bizim için çok kritik bir karşılaşmaydı.Farklı bir mağlubiyet bizi bir anda üçüncülüğe indirirken, Selçuk takımını ise ikinciliğe oturtarak bizi finaller öncesi 2’nci elemelerde oldukça sıkıntıya sokabilirdi.
Ekran başında bizler bu hesaplamaları yapmaktan sanırım strese girmiş olacağız ki, karşılaşma başlayınca sahada çok farklı bir Trabzonspor görünce derin bir oh çektik.
Sanki takıma sihirli bir el değmiş gibiydi.
Basketbol takımımızı ilk kez bu kadar istekli ve arzulu oyun oynayan bir kimlikle gördüm.
Özellikle ilk devre çok farklı bir Trabzonspor vardı sahada.
Her iki takımında sürekli fast break’larla hucum oynaması, özellikle ilk iki periyot çok keyifli bir karşılaşma izlememize sebep oldu.Tabiri caizse başımız döndü diyebiliriz.
Hızlı oynanan basketbol; taktik ve oyun setlerinden uzak, bireysel becerilerin ön plana çıkarak göze hoş gelen basketbolun güzelliklerini bizlere sunar.Oyunu yavaşlattığınız zaman rakip savunma yerleşir ve sizde taktik olarak geliştirdiğiniz hucum setlerini oynamaya başlarsınız.Eğer ki, rakibin savunması iyiyse zorlama atışlara yönelir, sinirlenir ve sayı üretmekte zorlanarak mağlubiyetinizi hazırlarsınız.Örnekleri ; Hacettepe, Gelişim ve Pertevniyal maçlarıdır.
Peki ne oldu da bir anda böyle değişik bir tablo çıktı karşımıza.
-Dodo’nun, Trabzonspor basketbolunun başına getirilmesiyle oluşan sinerji.
-Maaşların ödenmesi
-Ve en önemli etken, Selçuk takımının oyun disiplininden uzak ve felaket bir savunma anlayışıyla oynaması.TB2L maceramızda oynadığımız takımlar özellikle bu sezon bize karşı genellikle alan savunması uyguladılar ve ciddi anlamda da başarılı da oldular.Ama Selçuk takımı sanırım alan savunmasını en berbat şekilde uygulayan takım sıralamasında zirveye oynar.
Ben ilk kez bize karşı alan savunması uygulanan bir takımın savunma anlayışıyla, hucüm setlerimizde 2 şutörün boşta kaldığına şahit oldum.Haliyle de şutörlerimiz özellikle final periyotunda cezayı kestiler.
Her ne kadar dış atışlarda %28 gibi çok düşük bir isabet oranıyla oynasakta, 32 kez boş adamla 3’lük atış denememiz rakibin savunma anlayışınında aslında fiyasko olduğunu bize gösteriyordu.
Sağolsun Özmeriç hoca takımını nasıl bir savunma anlayışıyla oynattıysa ekmeğimize yağ sürdü.İlk devre evimizde oynadığımız karşılaşmada özellikle Amerikalı oyuncularının pota altımızdaki etkili oyununu bu maçta göremedik.
Selçuk takımı İsmail Beleş’i gönderip hoca değişikliğine gitmiş ama görünen o ki, hoca değişikliği bazı şeylere ilaç olamıyormuş.
Bu maçtaki bence en önemli nokta Eddy’nin performansıydı.Özellikle savunmadaki üstün çabası ve artık alışılagelmiş müthiş blokları bize keyif verdiği gibi, dengesiz olsada artan performansı bizi şaşırtmaya devam ediyor.Görsel açıdan keyifle izlediğimiz Umut/Eddy organizsyonu alley oup ise tek kelimeyle müthişti.
Bir önemli nokta ise bu maçın pota altının neredeyse hiç kullanılmadan dış atışlarla kazanılmasıydı.Bu tarz kazanımlar her zaman sonuç vermez.Pota altını zorlamadan maç kazanmak elinizin sıcaklığıyla orantılıdır ve bazan fiyaskoyla sonuçlanabilir.Aman dikkat.
Bir önemli nokta da oyun kurucu pozisyonunda oynayan İlker’in attığı 16 sayının 15’inin dış atışlardan gelmesi ve bir tek dahi penetre özellikli sayısının olmaması düşündürücü.
Selçuk galibiyeti istim üzerinde olan dengeler açısından ihtiyacımız olan bir galibiyetti.Teknik heyeti ve basketbolcularımızı bu rahat galibiyetten dolayı kutlarken, Dodo’nun altyapıyla ilgili “hemen kollarımızı sıvayacağız” söylemini de beklediğimizin notunu düşüyoruz.
Yazarın Diğer Yazıları