Evimizde oynadığımız Yeni Nesil maçı başlıktan da anlaşılacağı üzere şov maçı gibiydi.

  Rakip ligin sondan ikincisi, tek galibiyetleri var, onu da ligin sonuncusu Düzce’ye karşı almışlar.

  Öncelikle rakibi tebrik etmek lazım.Trabzonspor gibi çok güçlü bir rakiple oynamalarına rağmen maçın son saniyesine kadar centilmence ve oyunu hiç bırakmadan mücadele ettiler.

 Maçın geneline baktığımız zaman bariz şekilde Trabzonspor’un üstünlüğü vardı.Evimizde ki bu sezon oynadığımız son maçta ilk kez tribünlere yönelik bir oyun sergiledi takımımız.Yani birazcıkta rakibi pek önemsemeden savunmayı rahat tutarak.

  Özellikle 2. periyot Geçen sezon Beykoz maçında sakatlandıktan sonra kendi evinde ilk kez süre alan Umut Tınay’ın oyuna girmesiyle görsele yönelik basketbol’a önem verdiler.Ama bu periyot savunmamız yol geçen hanı gibiydi.Yeni Nesil’li basketbolcular o kadar rahat sayılar buldular ki, devre arasında forma için 3’lük yarışması yapan taraftarlar oynasaydı yeni nesil yerinde onlarda sanırım bu savunmaya karşı bu kadar sayı atarlardı.Yani, 2. periyot atılan 22 sayıya karşılık 20 sayıda potamızda görmüşüz ki artık bunu da 100 sayılık dalya da görmezden gelelim.

  Bir önemli nokta ise Eddy Fobbs’un sahada pek gözükmese de 21 sayı, 5 ribaunt ve 2 asistle oynaması.Eddy açıkça ben BBL oyuncusuyum diyor.Sahada ki oyun stili ve tavırları bunu açıkça teyid ediyor.Yani TB2L’yi pek önemsemiyor.Çünkü karşısında pek ciddi rakipler olmayınca sanırım maçlara konstantre olamıyor.Haklı da olabilir bir Amerikalı için.Umut Tınay’ın oyuna girmesiyle Eddy’nin performansında yukarı doğru tırmanış olduğunu düşünüyorum.Eddy’yi oynatırsan oynar, bunu da yapacak olan görüldü ki tecrübesiyle Umut Tınay’dır.

  Melih Kabakçı Ogün’ü hatırlattı bana.Rakibin her boş bıraktığında buluştuğu toplarla cezayı kesip görevini yaptı.Tabii ki bunda en önemli nokta topu istediğiniz şekilde çevirip boş adamı bulmaktır.Gerçi rakip zayıftı, bir Hacettepe maçında yapamadık bunu.Ama çalışılıp, üzerinde durulması gereken nokta burası.Melih’in eksi tarafı ise her topla buluştuğunda “ben atayım” heyecanı.24 saniye süresinin daha başındayken bile bazen zorlama atışlar yapabiliyor ki, bu tarz atışlar takımdaki oyuncuları negatif etkiler diye düşünüyorum.

  Adamım Caner ÖNER’e değinmeden de geçemeyeceğim.Caner müthiş bir oyuncu.Belki de takımda ki fandımentıl’ı en iyi oyuncularımızın başında geliyor.2 sayılık atışlarda ki % 75 ve en önemlisi geçmiş haftalarda 3 sayılık atışlarda ki istikrarsızlığı bu maçta iki 3’lükle %100 seviyesine çıkmış ki bu ileriki haftalar için kendi özgüveni açısından olumlu bir gelişme.Önceki yazılarımda yazdığım gibi hocanın Caner konusunda ısrarlı olması doğru bir tercih.Caner’i gerçek anlamda kazanmamız için hata yapsa da yapmasa da ısrarla sahada tutmasında fayda var.

 Yıllardır Trabzon’da basketbol kültürünün oluşması, taraftarın bu spor dalını benimseyip sahiplenmesi için yazdıkta yazdık.Ama görüyoruz ki taraftar artık basketbolu sahiplenmiş.İtiraf etmeliyim ki bu maçta salon dolmaz diye düşünürken, insanların şampiyonluk maçını kaçırmamak için nasıl ki koşarak bilet alıp salona girmenin heyecanını yaşarlar, işte öyle bir tatlı heyecanla koşarak 19 mayısı doldurduğunu görünce sevinmemek mümkün mü.Özellikle bayanların, genç kızların ve çocukların ailece her maçta salonları doldurması ayrı bir sevinç kaynağı.Üzüldüğümüz tek nokta ise, taraftarların salonda ki küfürlü ve argo tarzda ki tezahüratları.Bu tezahüratlar salonlarımıza yakışmıyor.Yönetim bu konuda gerekeni yapmalıdır.

  Basketbol takımımız ve teknik heyetimiz hafta içi Fatih Çocuk Yuvasını ziyaret etmişler, bu maçta da Fatih Çocuk Yuvasından iadeyi ziyaret için 19 mayıs spor salonuna gelmişlerdi.Maçtan sonra takımın toplu olarak gidip galibiyeti bu miniklere armağan etmeleri çok güzel bir düşünceydi, kendilerini kutluyorum.

 Basketbol Trabzon’da çok şeylerin değişimine vesile olacaktır.Bunun ipuçlarını görüyoruz. Basketbol kültürünün yavaş yavaş oturup sahiplenilmesi, arka planda ki sıkıntıların da çözülmesine vesile olacaktır.Bu konuda her kesim iyi niyetle elinden gelen katkıyı vermek zorundadır.Futbol’un yanında basketbolun da kısa bir süre de bu seviyelere gelmesi sevindirici.Bu ivmenin elbirliğiyle yukarıya doğru tırmanması için destekleyip, altyapısı olsun A takımı olsun sahiplenmeliyiz.Çünkü Basketbol’da Trabzon’un önü aydınlık.

 Hep ne diyorduk.”Trabzon basketbolunun gelişimi, Camiası ve her ilde ki müthiş taraftar gücüyle ülke basketboluna nefes aldırıp, basketbolun anadoluya yayılmasına vesile olacaktır.”